Tarih: 31.08.2022 12:04

Memleketi Rize’den İsmail Kahraman’a 101 yıllık telgraf

Facebook Twitter Linked-in

haberleri/72459072223d6cdc694c8365ef53b13e" class="taglink" title=" Haberleri">

“Millî Mücadele Döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisine Anadolu’dan Çekilen Destek ve Tebrik Telgrafları”, 1920-1923 yılları arasında aralarında Rize’nin de olduğu Anadolu şehirlerinden ve kasabalarından ve TBMM’ye çekilen yaklaşık 700 telgraftan oluşuyor. 

Rize’nin fethinin 561’inci yılı etkinliklerinde konuşan eski Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) başkanı İsmail Kahraman’ın şehirlerin kurtuluş yıldönümlerinin kutlanmasına karşı olduğunu ifade etmesi eleştirilerin odağına oturdu. TBMM’nin 2020 yılında ikinci baskısını yapan Millî Mücadele Döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisine Anadolu’dan Çekilen Destek ve Tebrik Telgrafları içeren tarihi belgeler, "2 Mart'ta Rize kurtulmuş, kim diyor? Yok Erzurum şu martta. Şehirlerin düşman işgalinden kurtuluşu dolayısıyla kutlama yapılmaz" diyen Kahraman’ın sözlerine adeta bir yanıt niteliği taşıyor.  Rize’den, 22 Ağustos 1921 tarihli Sakarya savaşı günlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) Gönderilen Destek Telgrafında, ”İstiklal hakkını, namusunu bizzat kudretli eliyle elde ederek yazmış olan milletimiz için ezeli olarak vaat edilmiş ve Misak-ı Milliyle asgari olarak sınırlandırılmış olan mukaddes gayeye kayıtsız şartsız ulaşıncaya kadar mukaddes cihada devam” deniyor.  

TBMM’nin yayınları içinde yer alan ilk baskısı 2013. İkinci baskısı 2020 yılında yapılan ‘ Millî Mücadelede TBMM’ye Anadolu’dan Çekilen Telgraflar’ yayınla ilgili sunuş yazısında, “ Millî Mücadele tarihimizin en kritik döneminde Anadolu insanının duygu ve düşüncelerini ortaya koyan bu telgraflar bazen cephede savaş devam ederken ya da cephelerde kazanılan zaferlerden sonra düzenlenen bir miting heyeti tarafından, bazen de toplanan bir yardımın Meclise bildirilmesi için oluşturulan heyetler tarafından gönderilen metinlerdir” deniliyor.  

Bu telgrafların Millî Mücadele’nin nasıl ve hangi güce dayanarak kazanıldığını açıkça gösterdiğini belirten sunuş yazısında telgrafların her il içinde kronolojik sıraya göre dizildiği kaydedildi.  

Belgelerde Rize’ye ilişkin kısımlar şöyle:  

- Millî Mücadele’de Rize ve Rizelilerin Türkiye Büyük Millet Meclisine Çektikleri Telgraflar 

Birinci Dünya Savaşı’nda iki yıl on beş gün Rus işgalinde kalan Rize’nin esaret ve muhacirlik günleri 21 Mart 1918 tarihinde bitmiştir. Bu yıllarda açlıklar, yokluklar, hastalıklar ve ölüm dolu günler yaşandı. Rus işgali yüzünden sadece Trabzon ve yöresinden 324,826 kişi göç etmek zorunda kalmıştı. 

Milli Mücadele yıllarında Rize, Trabzon Vilayetine bağlı bir sancak (Lazistan isminde) idi. Ermeniler ve Pontusçu Rumlar Rize’yi Türk hâkimiyetinden ayırmak için,18 Ocak 1919 tarihinde toplanan Paris Barış Konferansı’na müracaatta bulunmuşlardı. 

Rizeliler, bu kararlara büyük tepki gösterdiler. Rizeliler bu haber üzerine bölgede Rum ve Ermeni isteklerine karşı Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti’nin Rize şubesini kurdular. Erzurum Kongresi’ne Rize’den Sada-yı Millet gazetesi sahibi Hemşinli Hoca Necati (Memişoğlu) Efendi ile Dava vekili Abaza Hakkı Bey katıldılar. 

Milli Mücadele döneminde Rize’de birçok miting yapılmıştır. İzmir’in işgali, Sevr Anlaşmasının dayatılması ve milli konularda Rizeliler sık sık bir araya gelmişlerdir. 

Sevr Antlaşması’nın imzalanması Rize’de büyük tepki uyandırmış, 27 Ağustos günü, “pek ağır ve elim şartlarla Türkiye’de hayat ve istiklâl bırakmayan… muahede-i sulhiyye nâmı verilen paçavranın protestosu için” on bin kişinin katıldığı bir miting yapılmıştı. 

Miting sonunda hazırlanan protesto bildirisi, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı Mehmet, Miting Heyeti Başkanı Lazzade Mustafa, Belediye Başkanı Hakkı, ulemadan Nuh, Hasan, Ali Rıza; Miting tertip heyetinden İsmail, Mustafa ve İlyas Beyler tarafından imzalanmıştı. 

Rize ve çevresinde halk Milli Mücadele’nin başarıya ulaşması için aynı heyecanla Türkiye Büyük Millet Meclisine ordularını desteklediler; muhtelif zamanlarda cephelere gönüllü kafileler gönderdiler. İnönü Savaşlarının başladığı günlerde, Rize’nin teşkil ettiği ikinci gönüllü kafilesi Ordu ve Samsun üzerinden Ankara’ya uğurlandı. 

Kazanılan her zafer, Rize’de büyük sevinç ve heyecan uyandırdı. Ardahan’ın anavatana katılması dolayısıyla Rize Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bir kutlama telgrafı gönderildi. 

Milli Mücadele’nin kazanılmasından sonra Gazi Mustafa Kemal Paşa Rizelilerin hemşehriliğini kabul etti ve onlara şu cevabı yazdı: 

“Muazzez Rize Sancağı vatandaşlarım arasında bana bir hemşehrilik mevkii ayrılmış olmasını tebliğ eden telgrafnamelerini en samimi bir his ve haz ile okudum. 

Milletin kitle-i umumiyesinin iştirak ve hareketi ile elde edilen gerçekte pek büyük muvaffakiyetlerin kıymeti bilhassa muhit-i vatanda onlara müteveccih takdirler ile taayyün ve teali eylemek tabii bulunduğundan güzel Rize’nin milli muvaffakiyetler dolayısıyla hakkımdaki teveccüh ve muhabbetini o vatanperver halkın tecelliyat-ı hamiyyetine saf ve beliğ bir numune olarak telakki ettim. Ve bu itibar ile tezahürat-ı vakıayı büyük bir fahr ve takdir ile karşılayarak iblâğına tavassut buyurduğunuz arzu-yı umumîyi memnuniyetle kabul ettim. Muazzez Rizeli hemşehrilerimi derin iştiyak ile selamlarım efendim.”  

Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Rize’yi aşağıdaki mebuslar temsil etmişlerdir: 

İsmailzade Osman Nuri (Özgen), Cemil (Altay), Esat (Özoğuz), İbrahim Şevki, M. Necati (Memişoğlu), Zeynelabidin (Atak), Ziya Hurşit. 

-- 

Rize’den Sakarya Savaşı Günlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisine Gönderilen Destek Telgrafı 

“Türkiye Büyük Millet Meclisi Riyasetine 22 Ağustos 1921 

Namussuz Yunan haydutlarının ana vatanımızı ve netice itibariyle dinî ve millî mukaddesatımız ve millî istiklalimizi imha maksadıyla yaptıkları hücumlar bütün milletçe layık olduğu ehemmiyetle anlaşılmıştır. Artık bir tek Müslüman yoktur ki katil düşmanı mahvetmeden milli cihada nihayet vermeyi düşünsün. Binaenaleyh bütün livamız halkının hislerine tercüman olmak üzere aşağıdaki hususları nazarınıza arz eyleriz: 

Arkanızda icap ederse harp meydanına sevk etmeye ahd ve yemin etmiş bir milletin mevcut olduğunu bütün cihana ilan ediniz. 

İstiklal hakkını, namusunu bizzat kudretli eliyle elde ederek yazmış olan milletimiz için ezeli olarak vaat edilmiş ve Misak-ı Milliyle asgari olarak sınırlandırılmış olan mukaddes gayeye kayıtsız şartsız ulaşıncaya kadar mukaddes cihada devam. 

Bu arzu ve kat’i olan emelimizi lütfen selam ve hürmetlerimizle mukaddes ordumuz fertlerine ve onun yüksek subay ve kumanda heyetine tebliğini rica ederiz. 

Emir ve işaret edeceğiniz her türlü fedakârlığa amade olduğumuzu arz ederiz. 

Lazistan Mebusu Osman Nuri, Müftü Hulusi, İdare Meclisi namına Sabri, Belediye Reisi Hakkı, Müdafaa-i Hukuk Reisi Mehmet Şükrü, Ticaret Odası Reisi Osman Sırrı, Muallim ve muallimeler namına Hüseyin, İdman Yurdu Heyeti namına İsmail.” 

Kahraman ne demişti?  

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Başkanvekili ve TBMM 27. Başkanı İsmail  Kahraman, Rize'nin fethinin 561'inci yıl dönümü töreninde şu konuşmasıyla eleştirilerin odağı oldu:  

“Şehirlerin düşman işgalinden kurtuluşu dolayısıyla kutlama yapılmaz. ‘Ben esirdim, esaretim bitti, ben köleydim’ diye ikrarda bulunulmaz. Küçüklük kompleksi verir, yanlıştır, böyle şey olmaz. Fetihler kutlanır. İstanbul’un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan Harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki. Övünecek büyük bir tarihimiz varken kölelikten kurtulduğumuz tarihe niye bayram diyeceğiz. Fethettiğimiz tarihe diyeceğiz” dedi. 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —