Fındıklı Belediye Başkanı Çervatoğlu Evrensel'e konuştu | Halk dayanışma ile inşa ediyor, iktidar baltalıyor

Fındıklı Belediye Başkanı Çervatoğlu Evrensel'e konuştu | Halk dayanışma ile inşa ediyor, iktidar baltalıyor
Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Çervatoğlu: "İmece anlayışıyla yürütülen belediyemizin çalışmalarına engel olmak, belediyemizi ekonomik olarak yıpratmak istiyorlar ama boyun eğmeyeceğiz”

Siyasal iktidarın, 2024 yerel yönetim seçimlerinde uğramış olduğu yenilgi sonrası, muhalefet partilerinin kazandığı belediyelere yönelik düşmanca yaklaşımı ve baskıları giderek artıyor.

Belediyelerin ürettiği hizmetler, kültür sanat uğraşıları, ülkenin geleceği olan çocuklara ve gençlere yönelik geliştirdiği politikalar, yoksulluğu hafifletmeye yönelik geliştirdiği dayanışmacı uygulamalar kısacası halka dokunan tüm icraat merkezi iktidar tarafından çeşitli yollarla engellenmeye çalışılıyor.

Kayyımlar, tutuklamalar, soruşturmalar, borç yükleri, SGK hacizleri, izin verilmeyen projeler ve en son ecrimisil cezaları… Tümü, iktidar sözcülerinin tabiriyle, ‘silkeleme’ hareketinin parçaları!

Rize Fındıklı Belediyesi de bu baskılara yoğun olarak maruz kalan belediyelerden biri. Başkan Ercüment Çervatoğlu yaşadıkları baskıları ve bu sürece karşı yürüttükleri mücadeleyi gazetemize anlattı.

İktidarın, hizmetlerinize yönelik set çekme uygulamaları sık sık gündeme geliyor, bunlara örnekler verebilir misiniz?

Açıkça ifade etmek gerekirse Belediyemizin halkımıza sunduğu her hizmet ya engelleniyor ya da cezalandırılıyor. Bir çok örnek sayabiliriz ancak yapmış olduğumuz kamusal hizmetlerin bir kısmını hazmedemeyerek bizleri cezalandırmaya çalıştıkları alanları örneklemek olayı anlatmak için yeterli olacaktır.

Belediyemizin asli görevleri olan hizmet alanlarına yönelik hizmet üretmememiz ve zor duruma gelmemiz için cezalar yazılıyor. Örneğin Aydın Boysan Sosyal Tesisleri, Viya Kafe, Meci Kadın Emek Evi, şehirler arası terminal işletmesi, … Hepsine geriye dönük ecrimisil çıkarıldı. Hatta çocuk konukevine bile. Ama hemen yan binada bulunan, aslında belediyenin çocuk kreşi olmasına rağmen ilçe müftülüğünün işgalinde olan sübyan okuluna herhangi bir şey yok.

Aynı yerde iki hizmet iki farklı bina var. İki bina da hizmet için Fındıklı Belediyesi tarafından yapılmış ancak bize ceza, işgalciye ise ödül. Çünkü mesele hukuki değil, siyasi. Muhalif belediye olmamıza ve laik, bilimsel ve demokratik eğitimden yana tavrımıza yönelik bir hamle!

‘Ecrimisil’ dediğiniz şey nedir?

Milli Emlak’a ait olan kamu arazilerinin, dolgu alanlarının bireylerin işgal etmesinden kaynaklı olarak devletin aldığı kiralama bedeli olarak özetleyebiliriz, ecrimisili.

Yani Maliye Milli Emlak aracılığı ile kamu alanını işgal ettiğiniz gerekçesiyle sizden geriye dönük kira istiyor. Ülkenin dört bir tarafında sahilleri yok edilmiş halkımızın kullanamayacağı konuma getirilmiş, özelleştirilmiş, hatta talan edilmesine seyirci kalınmış. Ancak ilçe sınırları içerisinde dolgu alanlarının yasada bile belediyelerin tasarrufuna bırakılmış olmasına rağmen ve belediyemizin kamusal hizmet anlayışıyla üretmeye çalıştığı hizmetleri engellemek için yine belediyemiz tarafından yapılan yapılara dair cezalar yazılmakta.

Zor duruma düşürülmek istenenlerin çoğu Fındıklı halkıyla birlikte dayanışma ile inşa ettiğiniz hizmet alanları, öyle değil mi?

Sosyal tesisimiz olan Viya Kafe’den başlayalım. Yönetime geldiğimizde halkımızın denize karşı keyifle bir bardak çay içeceği alan yoktu. Dolgu alanı projesi olan ve içerisinde yapılması gereken yatırımlar tamamlanmayan parkımızda halkımızın bilfiil çalışmasıyla, MECİ (İmece) anlayışıyla oluşturduk Viya Kafe’yi.

Yine kadın yaşam ve özgürlük diyerek kadınlarımızın emeklerinin önemini bildik ve MECİ Emek Evini kurduk. Kadınlar burada üretiyor, kazanıyor, dayanışma içerisinde sosyalleşiyor hatta belediyemizin bir çok alanda yürüttüğü faaliyetlerde gönüllü olarak yer alıyorlar.

Çocuklarımız için çok dilli gündüz çocuk konuk evi ve çocuk hakları merkezi kurduk. Belediyemizin kreş binasında ilçe müftülüğünün işgalinin devlet zoruyla sürdürülmesine teslim olmayıp, yıllardır kullanılan bir sosyal tesisi dönüştürerek çocuklarımızın bilimi ve doğayı sevebileceği merkez oluşturduk.

Bugünün çocukları hem kendi ana dilini hem başka dilleri öğrensin, doğayı korusun, tarımı bilsin, memleketini sevsin, cumhuriyet değerleri ile yetişerek öz güvenli bireyler olsun istedik.

Ne oldu? Bunların hepsine “ecrimisil” denilen bir ceza yağdı. Bunlar usta şairimizin dediği gibi, sana düşman, bana düşman, düşünen insana düşman. Bilime, edebiyata, sanata düşman.

Şehirler arası yolculara yönelik hizmet bile cezalandırılıyor bildiğimiz kadarıyla…

Evet terminal binasıyla ilgili de bir ‘kriz’ yaşıyoruz. Terminal, ulusal ve uluslararası taşıma yönetmeliği gereği ilçelerde olması gereken bir kamu hizmetidir. İlçemizdeki terminal alanı çalışmaları AKP’li Önceki Belediye Başkanımız Adnan Başkan döneminde başlatılmıştı. Mevzuatında da yazdığı üzere insanlar gece otobüsten indiğinde bir çorba içebilsin, sabah tuvalet bulabilsin diye hizmet binaları üretilmiş. Burada restoran hizmeti verilen binaya bile ecrimisil çıkarıldı.

Anlam veremedik önce ama anladık ki bize düşman kuvvet gözüyle bakılıyor. Gerekçe ne? İktidarın kasasının ‘boş’ olması. “Boş kasayı halkın sırtından doldurmak için halka hizmet eden yerlerden para istemek en hafif deyimi ile vicdanınızı sızlatmıyor mu?​” diye sesleniyorum.

Sizden önceki dönemde belediye AKP yönetimindeyken ecrimisil uygulaması söz konusu muydu?

AKP döneminde bile üretilen hizmet veren bu alanlara şimdi cezalar yazılıyor çünkü seçimle alamadıkları belediyelerimizi böylelikle alabileceklerini düşünüyorlar.

Oysa biz kişiye ranta peşkeş çekilen bu ve benzeri alanlara kamusal hizmet verebilmek için sahip çıkıyoruz. Yakın zamanda orman bakanlığı tarafından elimizden alınan mesire alanını ihaleye girerek halkımıza kazandırmamız bunun en net örneklerindendir.

Bu alanların kamusal hizmetler için kullanılması ve tüm halkın olması gerekirken bunun için çalışan belediye iken birileri bu çalışmalardan rahatsız oluyor ve cezalandırıyor diye düşünüyoruz.

Peki İller Bankasından kaynak akışını engellemeye yönelik bir yaptırım söz konusu mu?

İller Bankası bizlerin de ortak oluğu bir banka. Ancak orada bile ayrımcılığa uğruyoruz. Kaynak yaratmamıza izin verilmiyor ama bu şartlar altında ürettiğimiz hizmetler engellenmeye çalışılıyor.

İller Bankası paylarımız kısılıyor, projelerimiz kaymakamlık onayına takılıyor. İş yapmaya çalıştıkça önü kesilen bir yerel yönetim sisteminden söz ediyoruz. Bu, halkın sandıkta ortaya koyduğu tercihlere darbe demektir.

Fiili ve hukuki direniyoruz
Tüm bu baskılar karşısında nasıl bir tutum izliyorsunuz?

Boyun eğmiyoruz. Hukuki yollara başvuruyoruz, fiili mücadelemizi de sürdürüyoruz. Söylemlerimiz ve mücadelemiz için bize dava açacaklarsa buyursunlar açsınlar. Biz tüm çalışmalarımızı şeffaf bir şekilde halkla birlikte karar vererek yapanlarız.

Biz MECİ ile, halk için halkla birlikte çalışırız, halkımıza hesap verememekten korkarız. Halkımızın hakkını kimseye yedirmeyiz. Çünkü biz bu koltuklara şahsi çıkarlarımız için oturmadık. Biz halk için buradayız, onun için mücadele ediyoruz.

CHP’nin değil Fındıklı halkının başkanıyım

Son meclis toplantınızda oldukça sert açıklamalar yaptınız. Neden böyle bir konuşma yapma ihtiyacı duydunuz?

Bizler halkın olanı halkımıza hizmet yoluyla sunmak için seçildik ve geleneğimizi geleceğimize MECİ anlayışıyla şeffaf katılımcı bir modelle kamucu yaklaşımla halkımızla birlikte üreteceğimiz ilk günden itibaren ifade ettik ve uyguladık. Halkımızın yönetime katılımından halkımızla birlikte üretmemizden rahatsız olan anlayış belediye olarak üretmeye çalıştığımız tüm toplumcu yatırımlarımıza engel getirmek için kamu kurumlarını bize karşı bir sopa olarak kullanmaya çalışmaktadır.

Devlet organizasyonlarının kurumları (kamu kurum ve kuruluşları) tüm halkımıza eşit ve adil olması gerekirken bize yapılan baskıların böyle olmadığını göstermektedir. O nedenle artık bu uygulamaların adı konması gerektiğine inanıyoruz. Bizler halkın demokratik iradesi ile seçilen yerel yöneticileriz. Seçim sırasında bir siyasal tercihimiz var ve sonrasında siyasal duruşumuzu bir tarafa atmayız, ancak hizmet üretirken tüm halkımızın ihtiyaçlarının karşılanması için hizmet üretiriz.

Dolayısıyla yaşadığımız kentlerde hizmet üretirken hiçbir partinin memuru değil, halkımızın vermiş olduğu yetkiyle onların hizmetçisiyiz. Her ne kadar partim CHP ile seçimi göğüslesem bile partim CHP’nin değil, Fındıklı halkının belediye başkanı ve belediyemiz de Fındıklı Belediyesidir. Bir partinin belediyesi değil. Bunu anlayamayan ve bugüne kadar hizmetlerini parti yandaşlarını kayırarak yapan bir anlayışın bu uygulamaları kamu kurum ve kuruluşları aracılığıyla taraflı bir şekilde yapmasına isyanımdır.

Bizim tüm kısıtlı olanaklarımıza ve kısıtlamalara rağmen halkımızla birlikte MECİ (İmece) anlayışıyla dayanışma ruhuyla hizmet üretmemiz rahatsız ediyor ve kurumların bize davranışı bir parti devletinin memurları gibi oluyor.

Kamucu, halkçı ve toplumcu yerel yönetim anlayışının büyümesi istenmiyor, üretilmeye çalışılan hizmetlerin önüne sistematik olarak set çekiliyor. Bu ikili davranışlar ve baskılar kabul edilemez.

Düşmanca uygulamaların hedefiyiz
Söz konusu baskıları, Cumhurbaşkanının memleketi Rize’nin bir ilçesindeki iktidar hazımsızlığı olarak Fındıklı’ya özgü mü değerlendirmeli, yoksa daha genel saldırının bir parçası olarak mı?

Ülkenin durumuna şöyle bir on dakika sosyal medya veya medyadan bakarsak bu düşmanca uygulamaların sadece Fındıklı halkına yönelik olmadığını tüm emekçi halkımıza yönelik olduğunu açıkça görürüz.

AKP’li veya Cumhur İttifakından seçilmeyen birçok belediye benzer baskılarla karşı karşıya. Kayyım atamaları, seçilmişlerin sudan gerekçelerle tutuklanması, bu yetmezmiş gibi bürokratların dalga dalga gözaltına alınarak tutuklanması, mali ve ekonomik yaptırımlar halkın iradesine açık bir müdahaledir.

Artık sandıkta yenemeyeceklerini anlayanların, korkuyla, baskıyla, yargıyı sopa olarak kullanarak tek adam rejimini sürdürmek isteyenlerin çırpınış çabalarıdır. Halkın iktidarı değil rant iktidarını savunarak süren düzenin bozulmamasını istemektir.

Son olarak Fındıklı halkına ve Türkiye kamuoyuna ne söylemek istersiniz?

Bu mücadele sadece bizim değil hepimizin mücadelesi. Belediyeleri iş yapamaz hale getirmek isteyenlere karşı dayanışmayı büyütmemiz gerekiyor. Halkın seçtiği yerel yönetimleri savunmak, aynı zamanda demokrasiyi savunmaktır.

İlçemizden ülkeye şunu haykırıyoruz: Biz buradayız, halkın yanında ve halkımızla birlikteyiz, bu baskılara boyun eğmeyeceğiz!

Kaynak: Evrensel Gazetesi

İLGİLİ HABERLER