Adet döngüsünün sona ermesinden sonraki altı haftadan fazla süre boyunca adet olunmaması, genellikle adet gecikmesi olarak kabul edilir. Bu durum, beklenen adet tarihinden itibaren yedi gün geçtiğinde ortaya çıkar. Adet gecikmesinin en yaygın nedenlerinden biri hamilelik olsa da, menopoz, kullanılan ilaçlar, hormonal değişimler, tiroid sorunları ve stres gibi faktörler de etkili olabilir. Bazı durumlarda, belirgin bir belirti olmaksızın ortaya çıkan adet gecikmesi, zaman zaman yorgunluk, ruh hali değişimleri, bel ve baş ağrısı ile şişkinlik gibi semptomlara neden olabilir. Genellikle takvim üzerinden teşhis edilen adet gecikmesinin nedeni hamilelikse, kan testleri talep edilir ve doğuma kadar takip edilir. Ancak adet gecikmesinin altında yatan nedenler başka hastalıklara dayanıyorsa, tedavi seçenekleri ve alternatif yöntemler duruma göre uygulanabilir.
ADET GECİKMESİ NEDEN OLUR?
Adet gecikmesi, sıklıkla hamilelik olmadığında bile yaşanabilen bir durumdur. Bunun altında yatan nedenler arasında emzirme, doğum kontrol ilaçları, yumurtalık hastalıkları (kist-miyom gibi), tiroid sorunları ve stres yer alır. Aşırı egzersiz yapmak da adet döngüsünü etkileyebilir.
Adet döngüsünü düzenleyen 4 ana organ vardır: hipotalamus, hipofiz, yumurtalıklar ve rahim. Bu organlar arasındaki uyum, kadınların genellikle 28 günde bir adet görmesini sağlar. Ancak adetin 7 günden fazla ve sık sık gecikmesi bir sorun olarak kabul edilir.
Kadınlarda adet gecikmesi çeşitli nedenlere bağlı olabilir:
Aşırı kilo kaybı veya alımı, hormonal dengesizliklere yol açarak adet düzensizliklerine neden olabilir.