Tarih: 10.06.2023 14:58

Ukrayna'daki Kakhovka Barajı Saldırısı ve Çevresel Felaket

Facebook Twitter Linked-in

Tonlarca suyun kasabaları bastığı ve çevresel bir felakete yol açtığı Ukrayna'daki Kakhovka Barajı'na yapılan saldırının ardından, endişeler artmaktadır. İlk başta saldırının askeri etkileri üzerinde durulmuş olsa da, olayın çevresel boyutu da büyük bir önem taşımaktadır ve "yeni Çernobil" benzetmelerine sebep olmaktadır. Barajın patlamasıyla birlikte bölgedeki ekosistemin yok olmasından endişe edilmektedir. Rusya'nın kontrolü altındaki Herson bölgesinde bulunan Kakhovka Barajı, hafta başında saldırıya uğramış ve barajın yıkılması sonucu tonlarca su bölgeye yayılmıştır. Tahliyeler hala devam etmektedir. Bu olayın ardından "Savaş yeni bir evreye mi taşınıyor?" gibi stratejik sorular gündeme gelmiş, Rusya ve Ukrayna birbirlerini suçlamış olsa da, bölge sakinleri ve çevreciler için olayın askeri boyutundan çok çevresel boyutu önemlidir.

Saldırının ardından bölgenin sular altında kalması ve su seviyesinin giderek yükselmesiyle birlikte çevresel etkileriyle ilgili endişeler artmıştır. Barajın patlatılmasıyla ortaya çıkan durumun "Çernobil'den sonra Avrupa'da yaşanan en büyük çevre felaketi" olduğu belirtilmektedir. Felaketin boyutunu anlamak için barajın büyüklüğü ve etkilediği ekolojik yaşam hakkında bilgi sahibi olmak gerekmektedir.

Kakhovka Hidroelektrik Santrali, Sovyetler Birliği döneminde iki kez saldırıya uğradığı için "yeniden" inşa edilmiştir. Bu nedenle baraj ekosistemi uzun yıllardır var olmuştur ve bu ekosistem saldırıyla birlikte tamamen yok olmuştur.

Barajda yaklaşık 18 milyar ton su bulunmaktaydı ve baraj, 2 bin 155 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktaydı. Uluslararası Hayvan Koruma Vakfı'ndan Natalia Gozak, felaketin etkisinin 5 bin kilometrekareyi aşabileceğini belirtmektedir. Bölgedeki bütün sulak ekosistemin yakında yok olacağı öngörülmektedir. Barajda yaşayan birçok balık hayatını kaybetmiş olup, önümüzdeki günlerde daha fazla balık, kuş ve deniz bitkisi ölümü beklenmektedir.

Barajın büyük bir bölümü Dinyeper Nehri üzerinde yer almaktadır. Dinyeper Nehri, kuzeyde Karadeniz'e kadar uzanmaktadır. Nehrin güney kıyısı Rusların, kuzey kıyısı ise Ukraynalıların kontrolü altındadır ve bölge halkı bu nedenle nehre "Kakhovka Denizi" demektedir. Ukrayna Dışişleri Bakanı Yardımcısı Andri Melnyk, olayı "Avrupa'da Çernobil'den bu yana yaşanan en büyük çevre felaketi" olarak tanımlamaktadır. Hidrobiyolog Dr. Erol Kesici, Kakhovka Barajı'nın patlatılmasının Dinyeper Nehri'nin hem Ukrayna hem de diğer ülkeler için önemine işaret ederek nehir havzasında ekolojik bir yıkıma yol açacağını söylemektedir. Kesici ayrıca, "Bölgedeki biyolojik çeşitlilik azalacak, denizdeki radyoaktif kirlilik, petrol sızıntıları veya barajdaki kimyasalların etkisiyle ekolojik yaşam büyük bir tehlike altına girecektir" demektedir.

Kesici ayrıca, iklimde meydana gelecek değişikliklere de dikkat çekmektedir. Su miktarının oldukça fazla olduğunu belirten Kesici, seller ve taşkınlar nedeniyle kıyı yapılarında değişiklikler olacağını ifade etmektedir. Su seviyesinin azalmasıyla birlikte buharlaşmanın artacağını ve zaten şiddetli bir kuraklıkla karşı karşıya olan dünyada bu durumun son derece tehlikeli olduğunu belirtmektedir.

Bunun yanı sıra barajın hangi tür bir patlayıcıyla patlatıldığının bilinmediğine dikkat çeken Kesici, bu durumun kirlilik açısından oldukça önemli olduğunu vurgulamaktadır. Kesici, "Ayrıca Ukrayna bir tahıl ambarıdır ve biz de Ukrayna'dan çok miktarda tahıl ithal etmekteyiz. Bu nedenle gıda güvenliği açısından ciddi sorunlarla karşılaşabiliriz. Bu hidroelektrik santrali aynı zamanda tarımsal amaçlarla da kullanılmaktaydı. Dolayısıyla buradaki tarım ürünlerinin sıkı bir şekilde kontrol edilmesi gerekmektedir. Kimyasal maddeler sadece suya değil, havaya ve toprağa da sızabilir. Bu bölgede yaşayan canlılar aracılığıyla kimyasal maddeler başka yerlere yayılabilir" şeklinde değerlendirmektedir. Suyun insanlar ve tüm canlılar için bir hak olduğunu hatırlatan Kesici, "Şimdi bölgede bu hak tehlikede. İnsanların su ihtiyacını karşılayan yerlere saldırılması, bir insanlık değil, canlılık ayıbıdır" demektedir.

Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dursun Kahraman ise, savaşın yarattığı ekolojik yıkıma dikkat çekmektedir. Kahraman, "Ekolojik yıkım, bu çağda artık savaşın bir unsuru haline gelmiştir ve Kakhovka Barajı'na yapılan saldırı, savaşın hayatımızı nasıl değiştirebileceğini acı bir şekilde göstermektedir. Ordular, doğal kaynakları yok edip talan ederek işgal etmeyi hedefler" şeklinde ifade etmektedir. Kahraman, saldırının 42 bin kişinin yaşamını doğrudan etkilediğini ve ekolojik yıkımının zaman içinde ortaya çıkacağını belirtmektedir. Ayrıca, bu yıkımın deniz canlıları, kuşlar, tarım alanları ve meralar gibi birçok coğrafi öğeyi etkileyeceğini eklemektedir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —