Tarih: 12.04.2023 14:39

Kanser Tedavisindeki Yan Etkilere Dair Uzmanların Açıklamaları

Facebook Twitter Linked-in

Kanser, dünyada ve ülkemizde sebebi bilinen ölümler arasında ikinci sırada yer alan önemli bir halk sağlığı problemi. Hastalığın tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçları ise, pek çok yan etkiye neden olabiliyor. Kanser hastalığının tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçlarının etkilerine değinen Altınbaş Üniversitesi SHMYO Öğretim Görevlisi ve Podolog Özlem Demir, bu ilaçların hücre bölünmesi üzerindeki yan etkilerinin, insan vücudunda en hızlı çoğalan deri ve tırnak hücrelerinde yoğunlaştığına dikkat çekti.

Kemoterapinin yan etkilerinin sıklıkla görüldüğü bölgeler hangileri?

Özlem Demir, Podologlar olarak kanser tedavileri sonrası sıklıkla karşılaştıkları yan etkiler hakkında, “Kemoterapi sonrasında el-ayak sağlığını bozan örneğin ayaklarda deri ve tırnak mantarının görülmesi ve buna bağlı şekil bozuklukları nedeniyle tırnak batması problemlerine sıkça rastlıyoruz.

Topuklarda çatlamaların oluşması, el-ayak tırnaklarında renk değişiklikleri (koyulaşma veya sararma), kolay kırılmalar, dikey veya yatay çizgilenmeler veya El-ayak sendromu hastalığında olduğu gibi şişlik, kızarıklık, soyulmaların ayrı bir tedavi gerektirir.” açıklamasını yaptı.  

"Zamanında önlem" vurgusu

Kanser hastalarının el-ayak bakımının önemli olduğunu kaydeden Özlem Demir, zamanında önlem almanın hastaların hem kanser tedavileri sırasında hem de tedavi sonrasında karşılaşabilecekleri problemlerden korunmasını sağlayacağını söyledi. Bu yan etkilerin genellikle tedavinin üçüncü veya dördüncü küründen sonra gözlendiğini ve ilaç dozunun düşürüldüğü evreden en geç dört hafta sonrasında da iyileşmenin başladığını ifade etti. Özellikle ilacın el-ayaklarda yığılması sebebiyle avuç ve ayak tabanlarında kızarıklık, soyulma, şişlik, büller ve ağrı görmeye alınabilecek önlemleri anlattı.

“Eklemlere buz torbaları koyun, sıcaktan ve güneş ışığından uzak durun”

Özlem Demir, kemoterapi tedavisi esnasında ve akabinde el ve ayak eklemlerine buz torbaları konulması ve El-ayakların soğuk suda bekletilerek nemli tutulmasını tavsiye etti.  Özlem Demir’e göre özellikle sıcak su ile maruziyetin sınırlanması, sıcakla temas edilmesinden kaçınılarak; güneş ışığına direkt maruz kalınmaması, güneş koruyucu krem kullanımı ve serin yerlerin tercih edilmesi gerekiyor.

“Günde en az 8–10 bardak su /sıvı tüketin”

Hastalara, tedavi sonrası el-ayaklarda sürtünmenin en aza indirilmesi ve travmaya neden olabilecek ağır egzersizlerden kaçınılmalarını öneren Demir, basınç noktalarını korumak için yumuşak tabanlı çoraplar ve ayakkabıların tercih edilmesi, bileği sıkan sıkı giysiler, bilezik veya yüzük gibi takıların kullanılmaması, cilde bant yapıştırmaması, özellikle ellerin nemlenmesini sağlamak amacıyla ürea içerikli solüsyonlar kullanılması ve günde en az 8–10 bardak su /sıvı içilmesi yönünde de uyarılarda bulundu.

“Tırnakları kısaltın, tırnak yemeği bırakın, oje ve aseton kullanmayın”

Özlem Demir ayrıca tırnak yapı bozukluklarını ve hastalıklarını önlemek için ise kanser hastalarının öncelikle el-ayak tırnakları kısa tutulmaları gerektiğini belirtti. Hastaların eğer tırnak yeme alışkanlıkları varsa enfeksiyon açısından mutlaka bu alışkanlığın bırakmasını vurguladı. 

Manikür, pedikür ve takma tırnak uygulamalarından kaçınılmasını ve kesinlikle tırnak etlerine dokunulmaması söyledi. Oje- aseton kullanımı ise hiçbir koşulda önermediklerini kaydeden Demir, “Bu süreçte özellikle ayak tırnakları daha fazla etkilenirken tırnak düşmesi de görülürse genellikle tedavi bitiminden yaklaşık altı ay sonra normal olarak tekrar hastamızın tırnağı uzar. 

Bu süreçte hastaların onkolojik sürecini de takip edebilecek eğitimleri almış ve medikal el-ayak bakımında uzmanlaşmış podologlar tarafından bu tedavi desteğinin sağlaması da önemlidir.” dedi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —