Depresyon, Dünya Sağlık Örgütü tarafından dünya nüfusunun %3,8'inin etkilendiği bir durum olarak açıklanmaktadır. Yapılan araştırmalar, depresyona neden olabilecek çarpıcı gerçekleri ortaya çıkarmıştır. Depresyon, bireylerin mental olarak iyi hissetmediği, üzüntü, hayattan zevk alamama ve karamsarlık gibi duygusal durumların yoğun yaşandığı bir ruh hali olarak tanımlanmaktadır. Dünya genelinde depresyonla mücadele eden insanların oranı %3,8'dir.
Çeşitli incelemeler, uyku düzeninin bozulması ve sağlıksız beslenmenin depresif ruh halini tetiklediğine dikkat çekmektedir. BMC Tıp Dergisi'nin depresyon hastaları üzerinde yapılan bir çalışmada, 12 hafta boyunca uygulanan bir diyetin sonuçları incelenmiştir. Bu çalışma, beslenme alışkanlıkları ile depresyon arasındaki ilişkiyi değerlendirmiştir. Sonuçlara göre, tüketilen besinler doğrudan bireylerin ruh halini etkilemektedir. Rafine gıdalar, kızartılmış yiyecekler ve şekerli besinlerden uzak duran bir diyetin uygulanmasının ardından, depresyon seviyesinin diyet yapmayanlara göre azaldığı gözlemlenmiştir. Ayrıca, katılımcıların %32'sinde iyileşme görülmüştür. Sağlıklı bağırsaklar, sağlıklı bir ruh halinin teminatıdır.
Yapılan incelemeler, mutluluk hormonu olan serotoninin %90'ından fazlasının sağlıklı bir bağırsakta bulunduğunu ortaya koymaktadır. Kontrolsüz şekilde tüketilen sağlıksız besinlerin ise bağırsaktaki faydalı organizmaları olumsuz etkilediği bilinmektedir. Bir firma tarafından yapılan araştırmalar, bağırsak sağlığı ile ruh sağlığı arasındaki ilişkiyi değerlendirmiştir. Bağırsaklardaki psikobiyotikler, zihni olumlu yönde etkileyerek ruh halini dengelemektedir. Probiyotiklerin tüketimi, serotonin seviyelerini yükseltirken depresyon ve anksiyete belirtilerini azaltmaktadır. Ayrıca, omega-3 yağ asitlerinin düzenli olarak alınması, depresyon riskini azaltmaktadır.
Firma tarafından aktarılan bilgilere göre, ruh sağlığının bozulmasında vitamin eksikliği de kritik bir rol oynamaktadır. Bir başka çalışmada, 110 depresyon hastası ve 220 sağlıklı bireyin katıldığı araştırma sonucunda, depresyon hastalarının B12 vitamini düzeylerinin düşük olduğu belirlenmiştir. Uzmanlar, D vitamini eksikliği yaşayan kişilerde majör depresif bozukluğun riskinin 3 kat arttığını öne sürmektedir. Omega-3 yağ asitlerinin düzenli olarak tüketilmesinin ise depresyon olasılığını azalttığı vurgulanmaktadır.