9722,09%0,80
32,50% 0,02
34,82% 0,15
2424,26% 0,06
3994,55% 0,00
Spor animeleri denince “Blue Lock”tan “Haikyu!!”ya akla birçok yapım geliyor. İşte türün en iyi örneklerinden, rekabet ve dostlukla dolu 25 dizilik bir seçki!
Spor animeleri türün meraklısı birçok izleyiciyi başarı öyküleriyle dolu maceralara davet etmeleriyle tanınıyor. En iyi spor animeleri başlığı altında hazırladığımız bu listede türün hem güncel hem de klasik yapımlarından önerilere rastlayacaksınız.
Arkadaşlık, rekabet ve tutku gibi evrensel temaları bir araya getiren bu yapımlar, spor tutkunlarına olduğu kadar her türden anime izleyicisine ilham ve eğlence kaynağı olmalarıyla da öne çıkıyor.
Spor birçok kişinin hayatında önemli bir yer tutuyor. Bu animelerde farklı spor dalları aracılığıyla karakterlerin gelişimine tanıklık ederken, aynı zamanda dostlukların, zorlukların ve zaferlerin anlamını da daha yakından hissedebilirsiniz. Siz de heyecan verici yarışların, çekişmelerin ve büyük başarıların içine kendinizi kaptırmak isterseniz, doğru yerdesiniz.
En iyi spor animeleri temalı bu liste, sporun farklı yönlerini ele alarak çeşitlilik sunuyor. Basketbol, beyzbol, bisiklet, tenis ve hatta karuta gibi çeşitli spor dallarına odaklanan animeleri bulabilirsiniz. Ancak sadece spor sahneleri değil, aynı zamanda karakterlerin içsel yolculukları, zamanla oturan kişilikleri ve hayatın karmaşıklığı da bu yapımlarda yer buluyor.
Listemizde her biri kendine özgü hikâyeleri olan spor animelerini bulacaksınız. Profesyonel olmayan bireylerin bir amacı paylaşarak bir araya gelmesi, yeni yetenekler keşfetmeye başlaması, ve en önemlisi, dostlukların ve dayanışmanın zirveye çıkması, bu animelerin ana temasını oluşturuyor.
Sadece spor temasıyla sınırlı kalmayıp, karakter gelişimine, arkadaşlığa, rekabete ve hatta romantizme de odaklanan bu animeler, sizin de içinde kendinizi bulabileceğiniz anlamlar taşıyor. İster spor meraklısı olun, ister yeni bir dünyayı keşfetmeye hazır olun, bu listedeki animeler size farklı bakış açıları sunacak.
Spor ve anime dolu bu heyecan verici yolculuğuna çıkmaya hazırsanız, bizimle gelin!
Koşu animesi denildiğinde akla gelen iki anime arasında Kaze ga Tsuyoku Fuiteiru ve Prince of Stride yer alıyor.
Kaze ga Tsuyoku Fuiteiru üniversite yıllarını anlatan koşu ve komedi animesi. Profesyonel olmayan insanların bir araya gelmesi, aynı amaçla birleşmeleri ve bu uğurda gerçekleşen eğlence dolu yarış hazırlıkları güzel bir şekilde işleniyor.
2016 yılında yayınlanan Prince of Stride: Alternative ise “stride” adı verilen ve parkurda koşulan bir yarış türü olan ekip koşusuna odaklanıyor. Dizinin hikâyesi de Honan Üniversitesi’nde yeni bir Stride kulübü oluşturma çabalarını anlatıyor.
Beyzbol Japonya’da aşırı ünlü bir spor dalı. Buraya üç anime alıyorum fakat birçok animede tek bölümlük de olsa beyzbol sahneleri görebilirsiniz. Mesela K-On ve Angel Beats gibi.
Diamond no Ace animesinde dikkatimi çeken şey Production IG ve Madhouse stüdyolarının ortak yapımı olan 75 bölümlük bir anime olması. Başkarakter biraz sinir bozucu olsa da birçok karaktere odaklanıldığı için bu durumu göz ardı edebiliyoruz…
Major’da olay bambaşka. Beyzbolun yanında hayatın acı gerçekleri de işlenmiş ama tam bir dram olmuş.
One Outs ise şaheser. Sadece başkarakteri Tokuchi için bile bu anime izlenir. Zaten yapımdaki psikolojik yönlendirmeler sayesinde beyzbola ilgisi olmayanlar dahi bu animeyi sevebilir. İzleyin, izlettirin diyorum.
Bisiklet deyince akla gelen ilk yapımlardan biri de Yowamushi Pedal. Son sezonu bu listenin yayınlandığı sıralarda yeni bitti sayılır. Özellikle ilk iki sezonu efsanedir. Bisikletle ilgili teknik bilgilerden tutun en çok yapılan hatalara kadar pek çok bilgi veriliyor. Bisiklet yarışları da var tabii ki. Bu yarışlardaki rekabet ve arkadaşlıklarla kıyasıya bir anime sizi bekliyor.
Basketbol animesi deyince akla iki yapım geliyor. Eski ve kült bir anime olan ve biraz daha gerçekçi olan Slam Dunk ile biraz daha fantastik ve yeni olan Kuroko no Basket.
Slam Dunk, eski okulunun basketbol takımına katılan Hanamichi Sakuragi’nin hikâyesini anlatır. Sakuragi’nin basketbola olan ilgisi ve yeteneği, takımın başarıları ve kişisel gelişimi etrafında şekillenir. Eğlenceli karakterler, heyecan verici maçlar ve duygusal anlarla dolu bu anime, sporun gücünü ve arkadaşlığın değerini vurgular.
Kuroko no Basket ise benzersiz yeteneklere sahip basketbol oyuncusu Kuroko ve takım arkadaşlarının hikâyesini konu ediniyor. Kuroko’nun eşsiz oynama stili ve diğer oyuncuların yetenekleri, ekip olarak sahip oldukları gücü eşsiz bir seviyeye taşıyor. Bu anime, yetenek, rekabet ve dayanışma temasını işlerken, etkileyici maç sahneleri ve karakter gelişimiyle izleyicilerin dikkatini çekmeyi başarmıştır.
Yüzme animesi olsa da, bazı sahnelerinden dolayı spor animesi gibi değil aslında. Çünkü animenin işleniş kısmından ve biraz da hayranlarından dolayı değişik bir his veriyor. Yine de KyoAni stüdyosunun emekleriyle ortaya güzel bir anime çıkmış. Biraz klişe, biraz spor ve biraz da komediyle çok da ciddiye almadan izlenecek çerez bir yapım bu.
Çizimleriyle dikkat çeken, karakterlerin psikolojilerinin ön plana çıkarıldığı ve masa tenisi temalı 2014’ün en iyi animesidir. Bu anime hakkında söylenecek çok şey var ama kısa bir anime olduğu için spoiler vermek de istemem. Fakat şunu diyebilirim ki hikâyesiyle, karakterleriyle sizi kendinize bağlayacak bu anime.
“Sıra en iyi spor animeleri listesinin en popüler animesine geldi,” dersek yanlış olmaz herhalde. Özellikle spor animelerine meraklı olanların kesinlikle izlemesi gereken bir anime. Sizi tamamen içine çekiyor ve aşırı sürükleyici bir anime.
Voleybol temalı bir anime olan Haikyu!!, Shoyo Hinata ve Tobio Kageyama gibi yetenekli oyuncuların yükseklere ulaşma çabaları konu ediniyor. Rakip okullarla yapılan voleybol maçları, oyuncuların kişisel gelişimleri ve takım ruhu etrafında şekillenir. Dinamik animasyonları, sürükleyici maç sahneleri ve karakterlerin hırsları, izleyiciyi bu heyecan dolu dünyaya çeker.
Ayrıca sadece ana karakterin değil yan karakterlerin de hikâyeleri, hırsları ve kusurları var ve hepsi de bir şekilde karakter gelişimini tamamlıyor.
Dans animesine geldik sıra. Başkarakterimiz Fujita Tatara gelecek adına hiçbir planı olmayan amaçsız bir öğrencidir ve hiç arkadaşı olmadığı gibi hobisi de yoktur. Fakat bir gün bir çeteyle başı belaya girer ve gizemli bir adam tarafından kurtarılır. İşin garip tarafı bu adam bir balo öğretmenidir. Pek istemeyerek de olsa bu gizemli adamla dans derslerine başlayan Fujita, dansın hareketli dünyasına adımını atmış olur.
Blue Lock ilk sezonu yeni biten ve Dünya Kupası izliyor hissi veren bir anime. Konusu da oradan geliyor zaten. 2018 Dünya Kupası’ndaki kötü yenilgiden sonra, Japon Milli Takımı yeniden oluşum sürecine girer. Takımın ihtiyacı olan şey kesin zafere götürecek kilit bir golcü. Japonya Futbol Federasyonu, gole ve zafere aç bir golcü yaratmayı kafaya koymuştur… Ve bunun için Japonya’nın 300 en iyi gelecek vaat eden genç oyuncusunu bir araya getirirler.
“Önündeki herkesi geride bırakıp zirveye çıkan kim olacak?” sorusu etrafında şekillenen yapım, son dönemin en dikkat çekici spor animeleri arasında yer alıyor.
Rugby (Amerikan futbolunun daha sert versiyonu) deyince akla All Out ve Eyeshield 21 animeler geliyor. Eyeshild 21 biraz daha hıza odaklanmış ve biraz gizemli ilerlerken All Out ise daha çok takım oyunu ve arkadaşlıklara önem veriyor. Şahsen rugby benim çok ilgimi çekmiyor. Fakat ilgi alanına girenler için bu animelerin ön plana çıktığını söyleyebilirim.
Yuri!!! on ice buz pateni animesi olsa da, listede yer alan diğer animelerden biraz farklı. Çünkü başrol karakterimiz 23 yaşında, yani diğerlerine göre biraz daha yaşlı. Yetişkin ve profesyonel sporcuları izlemek nispeten liseli sporcuları izlemekten daha güzel. Buz üstündeki artistik hareketlerde oldukça estetik ve detaylı sahneleri var. İnsanda gerçek bir buz pateni izleme keyfi bırakıyor. Kayışları, sıçramaları ve attıkları saltolarla anime içine çekiyor.
Tenis animesi için iki farklı önerimiz var. Fakat bu iki anime birbirinin tam zıttı.
Baby Steps, animenin adından da anlaşılacağı gibi sıfırdan adım adım tenisi gösteren bir anime. The Prince of Tennis’te ise tam bir tenis dahisi var. 175 bölümlük anime olmasına rağmen daha ilk bölümden profesyonel bir tenis oyuncusunun oyununu görüyoruz.
Baby Steps’in öne çıkan yanı olarak daha yeni olduğu için görselleri ve müziklerinin daha iyi olması ve hafif romantizm tadı vermesi. Önerimiz Baby Steps ile başlamanız ve The Prince of Tennis ile devam etmeniz.
Kaykay yarışlarının ne kadar efsane olabileceğini, sizi animenin içine çekebileceğini hiç düşünmüş müydünüz? SK8 the Infinity izleyiciye kaykayla neler yapılabileceğini, kaykay turnuvalarını, pek çok efsane karakteri ve arkadaşlıklarını gösteriyor. Anime ilerledikçe farklı karakterleri tanıyoruz ve bağlanıyoruz resmen. Dikkat bağımlılık yapabilir!
Bu anime okçuluk üzerine. Ama slice of life ve dram yönü de animede oldukça baskın. Bu durumu kimi sıkıcı bulabilir kiminin daha çok hoşuna gidebilir. Hikâyemiz Minato Narumiya’nın etrafında şekilleniyor. Minato ortaokulda kyudo (geleneksel Japon okçuluğu) yapmıştır ama bir olaydan sonra bu spordan kaçmıştır. Lisede Minato yeni arkadaşlarla tanışır ve okulun kyudo kulübünün bir parçası olarak birlikte bölge turnuvasını kazanmayı hedeflerler.
Geldik yine birbirinden farklı iki animeye. Her iki yapımın ana teması boks olsa da başlangıç kısımları oldukça zıt.
Ippo çok nazik biri. Daha önce hiç kavga etmemiş. Potansiyelini keşfeden biri sayesinde boksa başlıyor ve kendi gücünü keşfediyor. Joe ise aşırı kavgacı ve söz dinlemez biri. Yine benzer şekilde potansiyelini keşfeden biri sayesinde yavaş yavaş değişmeye başlıyor ve bu şekilde boksa yöneliyor.
Şahsen hem karakter hem de karakter gelişimi olarak Joe, Ippo’ya göre öne geçiyor. İzlemesi çok daha keyifli. Fakat animedeki boks yoğunluğu göz önüne alınırsa Ippo her türlü alır. Ayrıca komedi bakımından da açık ara farkla Ippo önde. Kısacası iki animeyi de şiddetle tavsiye ediyorum.
Listemizin son üç animesine girerken biraz spor animelerinden uzaklaşıyoruz. Japon satrancı veya orijinal ismiyle Shogi’yi anlatıyor bu anime. Fakat tüm animeye işleyen depresif atmosferi ile bu anime aslında tam anlamıyla bir slice of life animesi.
Adından da anlaşılacağı üzere Çin masa oyunu Go’yu anlatıyor bu anime. Animede tüm hamleler detaylı bir şekilde gösteriliyor. Bu açıdan çok iyi düşünülmüş ve emek verilmiş anime. Konusuna gelirsek; Hikaru adındaki başkarakterimiz bir gün evin bir köşesinde üstü kan lekeli bir go tahtası bulur. Bu tahtanın içinde birkaç yüzyıldır kapalı kalmış eski bir go ustası Sai’nin ruhu, Hikaru’nun kendisini duyabildiğini fark edip yine Hikaru’nun yardımıyla özgürlüğüne kavuşur. Ve bu her şeyin başlangıcı olur…
Chihayafuru, ilk bakışta karuta isimli üzerinde şiirler yazan kartlarla oynanan ezbere dayalı bir oyun üzerine odaklanıyor. Karuta Japonlara özgü bir oyun. Bir okuyucunun şiirleri okuması, tüm salonun pür dikkat kesilmesi, parazit vb. ses olmasın diye yaz günü dahil cam ve kapıların kapatılması, yetmedi klimanın bile kapatılması…
Oyuncuların kazanmak için elinden geleni yaparken gösterdiği rekabet ve o sırada oluşan atmosfer ancak izlenerek anlaşılabilir. Chihayafuru bunlar dışında romantizm ve okul animesi. Ama romantizm için izlemeyin bizden söylemesi.
Bonus
Bu anime diğerlerinin yanında kısa bir çerez animesi gibi. Yine de fitness yapanlar ve kilo vermeye çalışanların ilgisini çekme ihtimali dolayısıyla listeye eklemek istedik. Afişi bir ecchi animesi gibi gözükse de birçok spor hareketini gösteriyor. Hem evde hem salonda yapılacak hareketleri ayrıntılı bir şekilde anlatıyor. Şaşırtıcı şekilde bilgilendirici bir anime olduğu için tavsiye ediyoruz.
KAYNAK: KAYIP RIHTIM
