Tarih: 23.06.2023 11:42

Yargıtay Kararı: Evlilik Vaadiyle Dolandırılanlara Önemli Bir Karar

Facebook Twitter Linked-in

Yargıtay, evlilik vaadiyle dolandırılan kişileri ilgilendiren önemli bir karara imza attı. Bir adam, dini nikah kıydığı kadının üzerine evini devrettikten sonra bir gün sonra terk edilince mahkemeye başvurdu. İçtihat Bülteni'nden edinilen bilgilere göre, davacı, davalıyla tanıştırıldıklarını, tanıştıktan beş gün sonra yapılan görüşmeler, ziyaretler sonucunda davalının evlenmek için bir ev istediğini öne sürdü. Aracılar da davalı ve ailesine karşı güven telkin ettiği için davacı, bir daireyi davalıya devretti. Davacı, davalıyla dini nikah kıydıktan sonra bir gün sonra karakola çağrıldığını ve davalının kendisine tecavüz ettiği iddiasıyla şikayetçi olduğunu öğrendi. Davacı, davalı tarafından kandırıldığını ve tapunun kendisine devredildikten sonra böyle bir iftira ile dolandırıldığını ileri sürerek tapunun iptal edilmesini ve tescil istedi.

Yerel mahkeme reddetti: İlk Derece Mahkemesi, evlenme teklifinin davacıdan geldiğini, davacının bir takım vaatlerde bulunduğunu ve sonunda evin devredildiğini belirterek, aldatma unsurunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Davacının avukatı, İstinaf başvurusunda bulundu ve dosya İstinaf incelemesine gönderildi.

Bölge Adliye Mahkemesi de davacıyı haklı bulmadı: Bölge Adliye Mahkemesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 81. maddesine göre, hukuka ve ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şeyin geri istenemeyeceğini, davacının resmi olarak evli olduğu halde evliliğini sona erdirmeden davalıyla evlenmek istemesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddedilmesine karar verdi. Davacının avukatı, bu karara karşı temyiz isteminde bulundu ve dosya temyiz incelemesine gönderildi.

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi davacıyı haklı buldu: Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, dosyayı inceleyerek şu ifadelere yer verdi: "Dosya içeriğinden ve tanıkların beyanlarından, tarafların 09.05.2020 tarihinde tanıştıkları, davacının, davalıyla uzun süre birlikte yaşayacağını düşünerek çekişmeye konu olan evini 13.05.2020 tarihinde davalıya devrettiği, davalının taşınmazın mülkiyetini devraldıktan bir gün sonra evi terk ettiği, bu şekilde davacının iradesinin fesada uğratıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davanın kabul edilmesi gerektiği ve İlk Derece Mahkemesi'nin yanılgılı bir değerlendirmeyle karar verdiği belirtilerek, karar bozuldu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —