meritking kingroyal Deneme Bonusu Veren Siteler deneme bonusu veren siteler 2024 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler casino siteleri casino siteleri 2024 deneme bonusu veren siteler casino siteleri deneme bonusu veren siteler denemebonusuverensiteler.best deneme bonusu veren siteler casino siteleri deneme bonusu veren siteler casino siteleri 2023 instagram takipçi satın al slot siteleri bonus veren siteler yeni casino siteleri yeni casino siteleri deneme bonusu veren siteler kazandıran bahis siteleri 30tl bonus veren siteler casinositeleri.best hoş geldin bonusu veren siteler bonus veren siteler rokubet giriş casino siteleri parmabet grandpashabet slot oyun siteleri canlı casino siteleri slot siteleri casino siteleri deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri deneme bonusu veren siteler vbet deneme bonusu deneme bonusu veren siteler takip.org deneme bonusu veren siteler Tarafbet Onwin deneme bonusu

Türkiye'de Tüberküloz: Durum, Mücadele ve Riskler

Türkiye

Türkiye'de tüberkülozun yaygınlığı, tüberkülozla mücadele programı ve risk faktörleri hakkında bilgi edinin. Sağlık durumu, toplumsal faktörler ve göç gibi etkenler üzerinde durularak, tüberkülozla mücadelede Türkiye'nin durumu anlatılıyor.

Türkiye'de veremle mücadele uzun yıllardır etkili bir şekilde devam etmektedir. Ancak ülkenin göç yolları üzerinde bulunması, verem konusunda tetikte olmayı gerektirmektedir. DSÖ, özellikle komşu ülkelere ve Türk Cumhuriyetlerine yönelik tüberküloz programını derinleştirmektedir. Türkiye'deki son duruma gelince, tüberküloz, son yıllarda Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) için önemli bir konu olmuştur. DSÖ, 2021 yılında tüberküloz vakası sayısında ve ilaca dirençli tüberküloz vakalarında bir artış olduğunu açıklamıştır, bu da son 20 yılda bir ilk olmuştur. 2022 raporuna göre, 2021 yılında Türkiye'de yaklaşık 10 milyon 100 bin kişinin tüberküloz hastası olduğu ve 1 milyon 600 bin kişinin bu hastalıktan dolayı hayatını kaybettiği belirlenmiştir. Bu durumda, küresel çapta artan göçün yanı sıra COVID-19 salgınındaki sağlık hizmetlerinin aksamış olmasının da etkisi büyük olmuştur.

Verem özellikle ekonomik krizlerin ve çatışmaların yaşandığı, yani refah düzeyinin göreceli olarak düşük olduğu ülkelerde yaygındır. DSÖ, bu ülkelere yönelik verem programlarını artırmaktadır. Türkiye'nin göç aldığı ülkeler ve komşu ülkeler de bahsi geçen yerler arasındadır. Türkiye'de köklü bir veremle mücadele programı bulunmaktadır. Ancak uzmanlar, ülkenin göç yolu üzerinde olmasının, verem konusunda farkındalığın büyük önem taşıdığını belirtmektedir.

Türkiye'nin veremle mücadelesi, sabır gerektiren bir hastalık olan verem için 6 ay süren bir tedavi sürecini içermektedir. Bu süre boyunca hastalar ilaç kullanmakta ve takip edilmektedir. Tüberküloz hastalarının takibi ve ilaç dağıtımı ücretsiz olarak Verem Savaş Dispanserleri tarafından yapılmaktadır. Tüberküloz tanısı konulan kişiler, evlerine en yakın Verem Savaş Dispanseri'ne yönlendirilir ve bir gözetmen atanır. Gözetmen, hastayı her gün ilaçlarını alırken video aracılığıyla veya yüz yüze olarak takip eder. Ayrıca, dispanser, hastanın temaslı olduğu kişilerin testlerini de takip eder. 2021 verilerine göre, Türkiye'de 8.591 tüberküloz hastası bulunmaktadır. Uzmanlar, dünya genelinde her yıl yaklaşık 100 bin kişiden 120'sinin tüberküloz hastası olduğunu, Türkiye'de ise bu sayının 100 binde 11 olduğunu belirtmektedir ve genel olarak tüberkülozla mücadelede iyi bir durumda olduğumuzu ifade etmektedirler.

Tüberküloz, dünyada en çok ölüme neden olan bulaşıcı hastalıklardan biridir ve yılda 1.2 milyon ölüme yol açmaktadır. Türkiye'de de yılda 700 ile bin arasında tüberküloz kaynaklı ölüm gerçekleşmektedir. Bu nedenle, her tüberküloz vakasının tam olarak tedavi edilmesi gerekmektedir. İlaç tedavisi tamamlandıktan sonra da önerilen aralıklarla balgam testinin yapılması önemlidir. Uzmanlar ayrıca ilaca dirençli tüberkülozun güncel bir sorun olduğunu belirtmektedir. Bu durum, takip edilemeyen tüberküloz hastalarının ilaca direnç geliştirmesiyle ilişkilendirilmektedir ve bu hastalar da başkalarına bulaşma potansiyeline sahiptir.

Eski Sovyet ülkeleri, Afganistan ve Afrika gibi bölgelerde tüberküloz vakalarının çok yüksek olduğunu belirtmek önemlidir. Bu ülkelerde tüberküloz vakaları 100 binde 80 oranında bulunmaktadır. Türkiye'de ise vaka sayıları çok düşüktür. Bu durum, Türkiye'nin tüberküloz kontrol programının başarılı bir şekilde yürütülmesinden kaynaklanmaktadır. HIV ve bağışıklığı zayıflatan diğer hastalıkların da tüberküloz vakalarını artırdığını hatırlatmak önemlidir. Ayrıca, göçmenler de tüberküloz açısından ülkemizde bir risk oluşturmaktadır.

Tüberküloz, sosyal bir hastalık olarak kabul edilmekte ve yaşam koşullarıyla büyük ölçüde ilişkilidir. Yetersiz beslenme, kalabalık yaşam koşulları gibi faktörler tüberküloz riskini artırır. Bu nedenle, toplumda yaşam koşullarının iyileştirilmesi hastalığın görülme hızını azaltmada önemlidir. Sosyoekonomik yönden gelişimin sağlanması, bu hastalıkla mücadelede temel bir yaklaşımdır. Düzensiz göçlerin çok olması da Türkiye'de tüberküloz açısından bir risk oluşturmaktadır.

Risk gruplarında yer alan kişilerin uzun süren öksürük durumlarında akciğer röntgeni çektirmeleri önemlidir. Bu kişilerin Verem Savaş Dispanserine başvurması gerekmektedir. Tedaviye başlayan hastaların çoğu (%90'dan fazlası) sağlığına kavuşabilmektedir.

Ayrıca, insanların yaklaşık %25'inde sessiz olarak duran tüberküloz mikrobu olduğunu belirtmek önemlidir. Türkiye'de ise bu oranın yaklaşık %15 olduğu tahmin edilmektedir. Bu durumda, mikrop kişiyi hasta etmez ve başkalarına bulaşmaz. Ancak bağışıklık sistemi zayıfladığında mikrop aktif hale gelebilir.

Türkiye, veremle mücadele konusunda köklü bir programa sahiptir ve hastaların takibi, ilaç dağıtımı ve tedavi süreci ücretsiz olarak Verem Savaş Dispanserleri tarafından yürütülmektedir. Bu program sayesinde Türkiye'de tüberkülozla mücadelede iyi bir durumda olduğumuz söylenebilir. Ancak ülkenin göç yollarında bulunması, tüberküloz konusunda farkındalığın ve tetkiklerin önemini artırmaktadır.