Tarih: 24.04.2023 16:23

Kahve ve Kafein Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Facebook Twitter Linked-in

Kafein ne işe yarar diye merak ediyorsanız, öncelikle şunu bilmelisiniz; olumlu ve olumsuz etkileri vücudunuzda açıkça gözlemlenebiliyor. Olumsuz etkileri olumlularla değiştirmekse tamamen sizin elinizde. Aslında kahve içme saatlerinizle, içtiğiniz kahvenin gün içindeki miktarıyla ve kahve çekirdeklerinin kavrulma dereceleriyle sağlığınıza fayda sağlayacak şekilde kafein alımını gerçekleştirebilirsiniz.  

Kahvelerin içerisindeki kafein miktarı her ne kadar tatmin edici seviyelerde olsa da fincandan fincana farklılıklar gösterebiliyor. O kadar ki, aynı kahve dükkanından iki gün üst üste alacağınız kahvenin içeriğindeki kafein miktarı bile eşit olmayabilir. Kahve çekirdeklerinin kavrulma seviyelerinden farklı demleme metotlarına kadar birçok faktör kafein miktarını etkiliyor.  

Öyleyse en yüksek kafein oranlarına nasıl ulaşabilirsiniz ve bunun zararı var mı, kahve içmek ne zaman tehlikeli olabilir ya da nelere sebebiyet verir? Gelin, bu konuya derinlemesine eğilerek vücudumuz için sağlıklı bir adım atalım. 

KAHVE KOKUSU BİLE KAFEİN İÇERİYOR 

Kafein üzerine yapılan bazı araştırmalar gösteriyor ki, sadece kahve içmek değil, kahve kokusu almak bile kafein etkileri oluşturuyor. Bu yüzden kahve demlerken bile keyif almak, pozitif hissetmek mümkün. Ayrıca birtakım beyin fonksiyonları da kahve kokusuyla aktifleşiyor. Zihin açılıyor, hafızada olumlu etkiler fark ediliyor. Ancak yine de kahve kokusunu içinize çektiğinizde, burada hissedilen kafein miktarı oldukça düşük. 

Vücudunuzun ve zihninizin daha aktif olmasını istiyorsanız, sadece kokusu elbette ki yeterli gelmeyecektir. Fakat koku üzerine yapılan araştırmalar, kafeinin bu bağlamda olumlu olduğunu ifade ediyor. Yani daha pozitif hissetmek için kahvenin kokusu bile yeterli.

KAFEİN ETKİ SÜRESİ NE ZAMAN GÖRÜLÜYOR? KAHVENİZİ NE ZAMAN İÇMEMELİSİNİZ? 

Özellikle son yıllarda kahve keyfi her evin olmazsa olmazı haline geldi. Fakat kahve sadece keyif içeceği değil. Uykusunu açmak isteyenler, yeni güne aktif başlamayı tercih edenler, çalışırken zihnini toparlamaya gayret edenler de kahve tüketimi konusunu önemsiyor. 

Kahvelerin içerisindeki kafein miktarının önemini vurgulamıştık. Fakat kahvenizi ne zaman içeceğiniz de vücudunuzun kafein alımı konusunda fikir veriyor. Öyleyse, kahvenin içeriğindeki kafein ne kadar sürede kana karışıyor, kandaki en yüksek seviyeye ne zaman ulaşıyor? Kahve tüketmeden önce bu soruların yanıtını bilmelisiniz. 

Kahve içerek zihninizi açmayı hedefliyorsanız on yılı aşkın bir süre önce yapılan önemli araştırmaya kulak vermelisiniz. Araştırmaya göre, kahvenizi içtiğinizde hemen etkileri hissetmeye başlasanız bile, kandaki en yüksek kafein seviyelerine 45 dakika sonra ulaşabilirsiniz. İşte bu sebeple uyumadan önce kahve tüketimi önerilmiyor. Hatta akşam saatlerinde kahve tüketimini tamamen durdurmalı ve bünyenize daha fazla kafein almamalısınız. Çünkü bazı araştırmalara göre kafein vücudunuzda 6 saat sonunda bile yarı yarıya kalmaya devam ediyor.

Bunun dışında sabahın ilk saatlerinde kahve tüketmek daha sinirli ve stresli olmanızı sağlıyor. Bunun sebebiyse vücuttaki kortizol seviyelerini artırması. Sabahın ilk ışıklarında vücudumuzda savaş ve kaç hormonu olarak bilinen kortizol zaten yüksekken, bir de kahve içerseniz bu durum artabilir ve zararlı etkilere sebep olur. Bu yüzden uyanır uyanmaz kahve tüketimi önerilmiyor.

KAFEİNİN YARARLARI NELER? 

Genel anlamda bakarsak aşırıya kaçılmadığı müddetçe kahve tüketimi yararlı olarak görülüyor. Kafein üzerinde yapılan tüm araştırmaların sonuçları bunu gösteriyor. Tabii ki aşırıya kaçıldığında ya da sağlık sorunlarında tüketilmesi önerilmiyor. Ayrıca ilk anda olumlu etkiler gösteren kafeinin sonradan farklı etkiler gösterdiği de malum. O halde kahvenin yararları şöyle sıralanabilir: 

KAHVENİN ZARARLARI YOK MU? 

Bilinen yararlarının yanı sıra kafein bazı olumsuz etkiler de gösteriyor. Vücudunuzu aktif tutmak için adenozin reseptörlerinin önüne geçen ve sinir hücrelerinize bağlanan kafein, uyku halinizi yok ederken diğer yandan vücudunuzda salgılanan uyarıcı hormonları artırır. Bunun sonucunda da daha sinirli ve kaygılı olabilirsiniz. Bu sebeple günlük kahve alımınızı ve kafein miktarlarınızı abartmamanızı tavsiye ediyoruz.  

Ayrıca kahvenin kötü kolesterolü yükseltebileceğini söyleyenler de bulunuyor. Fakat diğer araştırmalar, uygun miktarlarda kahve tüketiminin zararlı olmadığı yönünde sonuçlara varıyor. Kahvelerin demlenme şekilleri de kötü kolesterol yapıcı zararlı maddelerden korunmayı sağlayabilir. Örneğin kağıt filtreler, bunun için iyi kabul ediliyor. Bu şekilde tüketilen kahveler, direkt ya da metal filtreler yardımıyla tüketilenlerden daha olumlu etkilere sahip.

Özellikle granül kahve çeşitleri, üretilme şekilleri dolayısıyla içeriklerinde zararlı maddeleri barındırıyorlar. Bu tür kahvelerin tüketilmesi sağlığınızı tehdit edeceğinden, mutlaka hayatınızdan çıkarmalısınız. Bunun yerine demleme yöntemlerini tercih etmelisiniz. 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —