10643,58%3,14
32,20% -0,22
34,90% -0,22
2504,01% 1,55
3989,88% 1,04
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, canlı yayında açıklamalarda bulundu. EYT'lilere seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, 8 Eylül 1999 tarihine kadar emeklilik için başvurulabildiğini, bir günle kaçıranların ise 17 yıl bekl
14 Mayıs'ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan yüzde 49,52, Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 44,88, Sinan Oğan ise yüzde 5,17 oy almıştı. Adayların yeterli oyu alamaması nedeniyle seçim 28 Mayıs'ta yapılacak ikinci tura kalmıştı. Türkiye seçim için geri sayımdayken, adaylar da çalışmalarına devam ediyor.
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı 'Liderler Fox'ta' programında soruları yanıtladı.
Kılıçaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Devlet dediğiniz kurum ayrıdır. Parti ayrıdır. Bunlar devleti parti devletine çevirdi. Korkuyorlar. Halkın gerçekleri öğrenmesinden korkuyorlar. Bir düzenleme yaptılar, 8 Eylül 1999 tarihine kadar emeklilik için başvuruyorsanız yararlanıyorsanız. 1 gün sonra başvuruyorsanız emeklilik için 17 yıl bekliyorsunuz. Bir geçiş dönemi olması gerekirdi. Ben de taahhüt ettim. Korkuyorlar. Ben buradan bütün çalışanlara seslenmek isterim. Sandığa gidin, hakkınızı arıyorsanız oyunuzu Millet İttifakı'ndan yana kullanacaksınız. Yok ben 17 yıl da 20 yıl da beklerim diyorsanız gidin Erdoğan'a oy verin ama sızlanmayın. Hangi çağda yaşıyoruz? Neden korkuyorsunuz? Eğer Erdoğan gerçekten çekinmiyorsa, yüreği varsa çıkar karşıma bunları bana sorar. Sen gidip de BTK'dan ne umuyorsun?
İstedikleri kadar engellesinler, ben halka doğruları söylemeye devam edeceğim. İktidardan gitmemek için bütün yolları deniyorlar. Devletin TRT'sinden tutun, BTK'ya kadar. Bütün kurumları kontrol altına almışlar. Devleti çürüttüler. Yargıya olan güven azaldı. Parlamento bir şekilde işlevsiz bırakıldı. Biz yeniden bu devleti inşa etmek zorundayız. Kaybedeceklerini biliyorlar, korkuyorlar. Gitmemek için devletin bütün kurumlarını kullanıyorlar. Sizi artık kimse kurtaramaz. Halka hesap vermek zorundasınız. Halk gerçekleri bir şekliyle bilecek.
Emekli olmak isteyenlerin düzenlenmesi için parlamentodan geçmesi lazım. Siz adil bir düzenleme yaparsanız kim ne diyecek? Akıl var mantık var. Devletin ne olduğunu bilmiyorlar. Bankalarla hazine konuşacak. Bankalar çek alacaklarını bir şekilde varlık yönetim şirketlerine satıyorlar. Onlar da alıyorlar, avukat ordusu var. Avukatlarıyla beraber alacakları tahsil ediyorlar. Bunun parlamentoyla ilgisi yok. Sen 5'li çetenin borcunu silerken kimse ses çıkarıyor mu? Milyonlarca kişinin kredi kartı borcu var, ödeyemiyorlar. Ben bunun farkındayım. Ben onların faizlerini sileceğim. Rakam çok büyük bir rakam da değil. Son derece mütevazi bir rakam. Milyonlarca kişi rahatlayacak. Kredi kartı faiz affı için Meclis kararına gerek yok. 22 yıldır yönetiyorlar ama devletin ne olduğunu bilmiyorlar. Bürokrasiyi perişan ettiler. Bütçe nasıl yapılır, harcamalar nasıl yapılır. Karşıma gelse de tek tek öğretsem.
Türkiye zengin bir ülke. Kaynakları yeterli olan bir ülke. Yeter ki düzgün kullanın. Siz ciddi bir tasarruf yapabilirseniz, emekliye vereceğiniz 15 bin liradan çok daha fazlasını tasarruf etmiş olursunuz. Türkiye zor durumda. Yurt dışından çok iyi olanaklarla kredi almak mümkün. Biz deprem konutlarıyla ilgili 5 yıl geri ödemesiz 20 yıl makul ödemeli kredi de bulduk. Biz demokrasiyi getirmeyi taahhüt ediyoruz. Türkiye'ye temiz para gelecek. Borç olarak da değil, Türkiye'ye gelecek yatırım yapacaklar.
Dolar kaç lira olacak? Soğan kaç lira olacak? Vatandaş soğanı, sanayici doları merak ediyor. Siz önünüzü göremezseniz kimse yatırım yapmaz. Akkuyu'nun mülkiyeti Ruslar'da. Akdeniz'e kadar da açıldılar. Şükran turu şu demek, 'zor durumda kaldım beni kurtardınız'. Arkasındaki ilişkileri bilmiyorum. Bu ülkede davasını satana ne denir? Türkiye'de işlenen bir cinayetin burada yargılanması gerekirken siz hangi gerekçeyle bu davayı sattınız? Bu davayı satmak Türkiye'nin ne kadar lehine oldu? Hangi akılla sattınız? Türkiye satılık bir devlet mi? Nasıl yaparsınız bunu? Bunu yapanlarda insan sevgisi, ülke sevgisi, vatan sevgisi yoktur. Tamamen iktidarda kalmak için yapıyorlar. Bu ülkeye ihanettir. Bu seçim var olma, yok olma seçimidir. Bu ülkeyi seviyorsan sandığa gideceksin. Kendini düşünmüyorsan evlatlarını düşüneceksin.
Terör örgütleriyle oturup konuşan Erdoğan. Günün 24 saatinde bizi karalayan o. Biz devleti yönetmiyoruz ki. 'Efendim Kılıçdaroğlu Kandil'le görüşüyor' diyor. Bunu söyleyen insanı, insan olarak kabul etmiyorum. Sen bir devleti yönetiyorsun. Bu devlette MİT diye bir kurum var. Eğer ben Kandil'le görüşüyorsam elime vurursun kelepçeyi atarsın içeriye. Hangi gerekçeyle iftira atıyorsun? Bu kadar iftira olmaz. İnsanda biraz ahlak olur. Kandil'dekileri kim konuşturuyor? Kandil'dekilerin konuşması onun lehine. Çünkü söyleten o. Ben bunu bilmiyor muyum? Aklı başında olan herkes bunu bilir. Kandil'in anahtarı onun cebinde.
TBMM'den kanun çıktı. TMSF'den hırsızlık yapabilirsiniz. Hırsızlık yapanlar hakkında kovuşturma ve soruşturma yapılamaz diye kanun çıktı. Böyle bir partiye nasıl oy verirsiniz? Siz çocuklarınızın yüzüne nasıl bakacaksınız? Devleti fiilen soyulur hale getirdiler. Kanunla da hakimin elini bağlıyorsunuz. Gittik Anayasa Mahkemesi'ne. Özel bir mektup yazdım. Hala görüşülmedi. Türkiye böyle bir tabloyu hiç gördü mü?
Bir şey söylüyorsun, normalde utanması lazım. Bütün bunları yapanlar dönüp bizi suçluyorlar. İnsanda biraz erdem olur. İftiranın bu boyutunu hayatımda ilk kez görüyorum. Yüreğin varsa gelirsin elinde belgelerle. Hatta beni davet edersin, gel karşıma dersin. Ben kaçmıyorum sen kaçıyorsun. Sen korkuyorsun. 2 kişi kaldık aday olarak. TRT'de çağrı yaptım. TRT senin borazanın. Normalde tarafsız yayın yapması lazım. Çık karşıma TRT'de dedim. Siyasetçilerin şöhret olma gibi merakları yoktur. Siyasetçiler halkın önüne hangi sorunu nasıl çözeceklerini bildirmek için çıkarlar. Şimdi yalan dolan üzerine siyaset yapıyorlar. Hani dünya lideriydin? Benden neden korkuyorsun? Seni kapı önünde bekletip kronometre açıyorlar. Hayatımda böyle bir lider görmedim. Bu kadar yalan söyleyen ve yalanı da bu kadar gittiği her yerde tekrarlayan bir insan hiç görmedim. Böyle bir Müslümanlık anlayışıyla da hiç karşılaşmadım. Nasıl Müslüman bunlar?
Bir iktidar partisi bir terör örgütünden nasıl medet umar? Akıl alacak şey değil. Rahmetli Ecevit terörü bitirmişti. Herkes biliyor. Terörden medet umduğunuz andan itibaren terör sorununu çözemezsiniz. Terör örgütüyle devleti muhatap ederseniz sorunu çözemezsiniz. Terörün kökünün kazınması lazım. Bizim bölgemizde de, Orta Doğu'da da. Orta Doğu ülkeleriyle iş birliği yapılması lazım. Siyasi irade terörü kullanıyor.
Sınır diye bir şey yok. Türkiye'nin sınır diye haritalarda var, gerçekte yok. Elini kolunu sallayan gelebiliyor. Suriyelilerin önce sınır güvenliğini alacağız. Geri kabul anlaşmasını niye imzaladılar? Para için yaptılar. Burası göçmen deposu mu? Siz rahat edin diye bütün sıkıntıyı bu millet mi çekecek? Meydan okuduk evet, bunları göndereceğiz. Ümit Özdağ da dedi evet birlikte göndereceğiz. İnsani koşullar içinde göndereceğiz. Kimsenin endişesi olmasın. Türkiye saygın bir ülke olacak. Ümit Bey zaten bu konuda kararlı. Ümit Özdağ ile pazarlık yapılmadı. Kendisinin duruşu da, 'üstüme ne görev düşerse yaparım, bütün mesele Türkiye'de sığınmacı sorunudur. Bir vatansever olarak Millet İttifakı'nın yanında olacağım' dedi. Ben de kendisine teşekkür ettim."
