Tarih: 22.06.2023 14:49

İstanbul'da Sıcak Hava Dalgalarının Ölümlere Etkisi ve Küresel Isınma Tehlikesi

Facebook Twitter Linked-in

İstanbul'da 2004 ile 2017 yılları arasında yaşanan sıcak hava dalgaları, ekstra 4 bin 281 kişinin ölümüne neden oldu. Ancak daha da endişe verici olan, küresel sıcaklık artışının devam etmesi durumunda, 2100 yılında Türkiye'nin batısında ortalama sıcaklığın 4.5, doğusunda ise 6 dereceyi aşmasıdır. Türkiye'de son 22 yılın en kurak kış dönemi geride kalmışken, önümüzdeki Temmuz ve Ağustos aylarında ciddi bir sıcaklık artışı beklenmektedir. İstanbul, yaklaşık 20 milyon nüfusuyla küresel iklim değişikliğinin etkilerini en yoğun şekilde hissedilen iller arasında gelmektedir. Son araştırmalar, 2004-2017 yılları arasında İstanbul genelinde yaşanan sıcak hava dalgalarının sağlık üzerindeki etkilerini araştırmış ve endişe verici sonuçlara ulaşmıştır.

Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Hazal Cansu Çulpan liderliğinde gerçekleştirilen bu araştırmaya göre, 2004-2017 yılları arasında meydana gelen sıcak dalgalarının yüzde 67'sinde ölüm oranlarının yükseldiği belirlenmiştir. Toplamda 257 gün süren 20 sıcak dalgası sırasında ise ekstra 4 bin 281 ölüm yaşanmıştır.

En yüksek ölüm oranlarına yol açan sıcak hava dalgaları ise 2007, 2010 ve 2017 yıllarında yaşanmıştır. Örneğin, 29 Temmuz-22 Ağustos 2010 tarihleri arasında yaşanan sıcak hava dalgası ekstra 783 kişinin ölümüne sebep olmuştur. 2007 yılında 8 gün süren sıcak hava dalgası 339 kişiye, 2017'de bir hafta süren sıcak dalgası ise 220 kişiye hayatını kaybettirmiştir.

Dr. Çulpan liderliğinde yapılan araştırmada, İstanbul gibi Türkiye'nin en kalabalık şehrinde sıcak hava dalgalarının olumsuz sağlık etkilerinin devam edeceği ve erken uyarı sistemlerinin devreye alınmasının önemine vurgu yapılmıştır. Dr. Çulpan ayrıca, yaz başında meydana gelen ani sıcak dalgalarının sağlık üzerinde daha fazla olumsuz etkiye sahip olduğunu ifade etmiş ve riskin kadınlarda daha yüksek olduğunu belirtmiştir. Açık havada korunmasız çalışanlar, sosyo-ekonomik düzeyi düşük kişiler, ileri yaştakiler, ek hastalığı olanlar ve çoklu ilaç kullananlar gibi kırılgan grupların daha fazla risk altında olduğu vurgulanmıştır.

Ayrıca, Türkiye'nin coğrafi konumu nedeniyle iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasında yer aldığı belirtilen araştırmada, her 10 yılda ortalama sıcaklığın 0.4 derece arttığına dikkat çekilmiştir. Önlem alınmadığı takdirde, bu artış eğrisiyle birlikte sıcaklığa bağlı hastalıkların ve ölümlerin artacağı vurgulanmıştır. Türkiye'nin sıcak dalgaları açısından risk altında olduğu, Akdeniz Havzasında bulunması ve güneydeki çöl kuşağının genişlemesiyle sıcak dalgalarının olasılığının arttığı belirtilmiştir. Küresel iklim değişikliği senaryolarına göre, 2100 yılında Türkiye'nin batısında ortalama sıcaklık 4.5 derece, doğusunda ise 6 dereceyi aşabileceği öngörülmektedir.

Rapor ayrıca, İstanbul'da sadece 3 sıcak dalgasında bile bin 342 kişinin fazladan hayatını kaybettiğini ve 2003 yılında Avrupa'da yaşanan sıcak dalgasının 70 binden fazla ölüme yol açtığını göstermektedir. Yaşlılar, kalp-damar hastalığı olanlar ve kadınlar gibi riskli grupların sıcaklıkla ilişkili hastalıklar ve ölümler açısından daha hassas olduğuna dikkat çekilmiştir.

Sonuç olarak, sıcak hava dalgalarının olumsuz etkilerini azaltmak için erken uyarı sistemlerinin hayati öneme sahip olduğu vurgulanmıştır. Özellikle yerel ve ulusal düzeyde gerekli hazırlıkların yapılması, halk sağlığı uygulamalarının devreye sokulması ve bilimsel araştırmaların artırılmasıyla sıcaklığın sağlık üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılabileceği ifade edilmektedir. Türkiye'nin kapsamlı Sıcak-Sağlık Eylem Planlarına ihtiyacı olduğu belirtilmiştir. Bu planların uygulanmasıyla Fransa'da olduğu gibi binlerce ek ölümün önlenebileceği ve sıcak dalgalarının sıklıkla yaşansa bile olumsuz etkilerinin azaltılabileceği sonucuna varılmıştır.

Son olarak, İstanbul'da 2004-2017 yılları arasında yaz dönemlerinde yaşanan sıcak hava dalgalarının ölüm oranlarını artırdığı ve bu dönemlerde vatandaşların ambulans ve acil servislere başvurma talebinin arttığı belirtilmiştir. Ayrıca, mayıs ayında beklenen yağışların gerçekleştiği ve bu durumun Türkiye genelinde kuraklık tehdidini hafiflettiği ifade edilmiştir. Mayıs ayında yağışların geçen yıla göre yüzde 51 artış gösterdiği ve Ege Bölgesi'nde son 63 yılın en yüksek ikinci yağışının gerçekleştiği bilgisi paylaşılmıştır.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —