Deniz GÜNGÖR
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) vakıf üniversitelerinde akademisyenlere yönelik düşük maaş baskısına karşın belirsizlik yaratacak bir karara imza attı.
YÖK tarafından yayımlanan karara göre, vakıf üniversitelerinin akademisyenlere, devlet üniversitelerinde ödenen net ücretten daha az ödeme yapamayacaklarına karar verildi.
Daha önceki kararda yer alan ve tartışmalara yol açan “devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen emsal ücretin net veya brüt miktarından birisini esas alabileceklerine” kararı iptal edilirken yeni kararda “net ücret üzerinden eşitlenir” ibaresi yer almadı. Vakıf üniversitelerince düşük ücret verilmesi durumunda ise kurumlar hem adli bakımdan hem de YÖK nezdinde yaptırım uygulanacağı öğrenilirken kararda “net ücret” ibaresinin vurgulanmamasına akademisyenler tepki gösterdi.
GARANTİSİ YOK
Vakıf Üniversiteleri Dayanışma Meclisi (VÜDAM) üyesi ve Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası temsilcisi Emir Aydoğan, söz konusu karara şans eseri denk geldiklerine dikkat çekti. Aydoğan, “Zaten hükümsüz olan 05 Mayıs 2020 tarihli ‘brüt üzerinden eşitleme yapılabilir’ kararının iptal edilmesinin önemli bir kazanım olduğunu vurgulamıştık. Fakat bu iptal kararında YÖK mahkeme kararlarına referans verip kendilerine ulaşan şikâyetlerden bahsetse de ‘net ücret üzerinden eşitlenir’ ibaresini ısrarla geçirmemesi akıllarda soru işareti uyandırmaktadır” dedi. Kararın yapılan bir haber üzerinden öğrendiklerini aktaran Aydoğan, üniversitelere başka bir yazı gönderilip gönderilmediğini bilmediklerini söyledi. Aydoğan, “YÖK Genel Sekreteri resmi yazıları kamuoyuyla paylaşmak yerine neden haberi paylaşmaktadır? Haberde geçen sözde yaptırım iddiaları neden kararda geçmemektedir?” diye sordu.
Aydoğan son olarak şunları söyledi: “Bu kararı kendi kurumlarımızdaki ‘eşit işe eşit ücret’ mücadelemizin bir kez daha tasdiklenmesi olarak görüyor, salt bu karara dayanarak tüm vakıf üniversitelerinin bundan sonra eşitleme yapacağının garantisinin olmadığını düşünüyoruz. Hatırlatmak isteriz ki 26 Ocak tarihinde, yani iptal kararından yalnızca 13 gün önce yaptığımız basın açıklamasında YÖK’ü göreve çağırmış, görevini yapmaması halinde 250’yi aşkın üyemizle kurumun önüne gideceğimizi açıklamıştık. Örgütlülüğümüzün sonuçlarını almak oldukça sevindirici. Şimdi bu hareketi daha da ileriye götürme zamanıdır.”
