Rize ve Trabzon kıyıları 23 Mayıs 2025 Cuma günü, deniz hukukunun üç deneyimli ismini aynı rota üzerinde ağırladı.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Turgut Kıran Denizcilik Fakültesi Konferans Salonu’nda saat 09.30’da açılan “Deniz Hukuku Sempozyumu” öğle saatlerinde yoluna Karadeniz Teknik Üniversitesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölümü’nde (DUİM) devam etti; program gecikmesiz biçimde 17.00’de Trabzon-Sürmene yerleşkesinde sona erdi.

Rize oturumunun protokol bölümünü Dekan Prof. Dr. Murat Yaylacı, Trabzon oturumunun açılışını ise Dekan Prof. Dr. Ali Muzaffer Feyzioğlu yürüttü; her iki yönetici de konuşmalarında hukuk alanında öğrencilerin bilgi ve deneyimlerini arttırmaları bakımından yapılan sempozyumun hedefine vurgu yaptı.
Seminerin her iki durağında da aynı konuşma sırası korundu. Av. Selçuk Esenyel “Deniz Ticaret Hukukunun Güncel Sorunları” başlıklı sunumunu, Av. Kapt. Cahit İstikbal “Kaptan ve Mürettebatın İş Hukuku Sorumluluğu” anlatımını, Av. Selcan Koçak ise “Çatma, Sigorta ve Tahkim” eksenindeki çalışmasını yaklaşık 75’er dakikalık dilimlerde gerçekleştirdi. Oturumlar arasında verilen transfer ve ikram molaları, Rize’den Trabzon’a gidiş yolu boyunca öğrencilerin ve sektör temsilcilerinin konuşmacılarla doğrudan diyalog kurmasına imkân tanıdı; toplam katılımcı sayısı her iki kentte 500’e ulaştı.

Günün ilk konuşmacısı Av. Selçuk Esenyel, hukuk teriminin en dar anlamıyla “bağlayıcı kurallar bütünü” olduğunu hatırlatarak deniz hukukunun kamu ve özel ayrımını irdeledi; özel kısmın da iş, ticaret ve sigorta alt dallarına bölündüğünü aktardı. Sunumunda “orijinallik, istikrar ve yeknesaklık” prensiplerinin deniz ticareti hukukuna tarihsel direnç kazandırdığını belirten Esenyel, teknolojik dönüşümlerin bu üç sütunu son yarım yüzyılda görece zayıflattığını sayısal örneklerle anlattı. Ticari davaların yoğunlaştığı alanlarda İstanbul ve İzmir’de kurulu denizcilik ihtisas mahkemelerinin iş yükünü özetleyen konuşmacı, İngiltere merkezli London Maritime Arbitrators Association (LMAA) istatistiklerinin uzman tahkim yargılamasının hız ve maliyet avantajına işaret ettiğini söyledi Aynı sunum, gemiadamı ücret alacaklarının TTK’da “gemi alacaklısı hakkı” doğurduğunu ve gerekirse ihtiyati hacze başvurulabileceğini hatırlatarak öğrencilere pratik bir uyuşmazlık haritası çizdi .
Esenyel’in ardından mikrofona geçen Av. Kapt. Cahit İstikbal, “geminin ve kaptanın hukuki portresi”ni hem 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hem de 854 sayılı Deniz İş Kanunu hükümlerinden örneklerle şekillendirdi . Geminin tanımında su üzerinde hareket yeteneği, tahsis amacı ve büyüklük ölçütlerinin birlikte aranmasına değinen İstikbal, kaptanın donatanı bağlama ve yükle ilgili işlemlerde temsil yetkisini TTK m.1095-1118 çerçevesinde sıraladı . Sunum ikinci bölümde “tedbirli kaptan” standardını ele aldı; TTK m.1088’de öngörülen özen yükümlülüğünün İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile ISM Kodu tarafından pekiştirildiğini, kaptanın “uzman değilim” savunmasına hukuken yer olmadığını belirtti .
İstikbal, 2012’de yeni TTK ile kaldırılan eski disiplin yetkisinin güncel tartışmasını iş kazası vakalarıyla ilişkilendirdi; E-TTK m.1467-1472’nin yürürlükten kalkması sonrası kaptanın gemi düzenini korumada hukuken zorlandığını, Kaptan Bora Ekşi’nin müessif olayında müdahale araçlarının sınırlı kaldığını hatırlattı. Aynı bölümde ISM standartlarına aykırı tank temizliği örneği üzerinden risk analizi, izin formu denetimi ve kapalı alan prosedürlerinin ihlali hâlinde kaptanın taksirli öldürme suçlamasıyla karşılaşabileceği ifade edildi.
Öğleden sonraki oturumda söz alan Av. Selcan Koçak, deniz kazaları içinde “çarpışma”nın TTK’da “çatma” olarak adlandırıldığını belirterek 1286-1290 inci maddeleri ayrıntılı biçimde inceledi; en az iki gemi arasında çarpışma olması, akdi ilişkinin bulunmaması ve aracın “gemi” vasfını taşıması gerektiğini vurguladı . Koçak, kusursuz çatma halleri için TTK m.1287’deki mücbir sebep düzenlemesini, kusurlu çatmada ise müşterek kusur oranlamasını anlattı; COLREG kuralları ihlalinin kusur tespitinde kilit delil olduğunu örnekler üzerinden gösterdi . Donatanların sorumluluk sigortası yapısını açıklarken H&M sigortasının fiziki gemi hasarlarını, P&I kulüp sigortasının ise çevre kirliliği, can kaybı, enkaz kaldırma ve savunma masraflarını karşıladığına dikkat çekti .
Sigorta perspektifini ayrıntılandıran Koçak, ekonomik risklerin büyümesi sonucu donatanların yüksek tazminat taleplerini karşılayacak geniş teminat portföylerine yöneldiğini; P&I kulüp sisteminin “trafik sigortası”na benzer biçimde üçüncü şahıs zararlarını güvence altına aldığını dile getirdi . Çatmalarda demirdeki geminin dahi kusur incelemesine tabi olduğunu vurgulayan konuşmacı, İngiliz “The Louisiana” davasını örnek göstererek mücbir sebep savunusunun ancak gerekli teknik tedbirlerin alınması koşuluyla kabul edileceğini hatırlattı . Öğrencilerden gelen sorular, römorkaj sözleşmesi bulunan gemilerin çarpışması hâlinde TTK çatma hükümlerinin mi yoksa sözleşmesel sorumluluğun mu uygulanacağı üzerine yoğunlaştı; Koçak bağlantılı hüküm olarak TTK m.931 ve römorkaj kazalarında Türk Borçlar Kanunu haksız fiil maddelerine atıf yaptı .
Rize ve Trabzon’daki soru-cevap bölümlerinde, gemiadamlarının ücret alacaklarında İngiliz hukukunun seçilmesi hâlinde Türk kamu düzenine aykırılık iddiası, kaptanın ceza sorumluluğunda taksir-kast ayrımı, LMAA delil standartları, ISM raporlama yükümlülükleri ve P&I kulüplerinin rücu hakları gibi başlıklar tartışıldı.
Konuşmacılar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin gemi alacaklısı haklarına ilişkin son içtihatlarını, ayrıca LMAA’nin 2021 istatistiklerine göre deniz ticaretine dair hakem kararlarının yüzde 90’ının bir yıl içinde kesinleştiğini rakamlarla paylaştı .
Kapanış değerlendirmesinde Prof. Dr. Murat Yaylacı, iki farklı limanda aynı gün gerçekleştirilen bu etkinliğin Karadeniz’de “gezici akademik forum” modelinin ilk somut örneği olduğunu belirtti. Prof. Dr. Ali Muzaffer Feyzioğlu ise 2026 baharında Samsun ve Zonguldak uzantıları planlanan genişletilmiş bir programın taslak çalışmalarına başlandığını açıkladı. Esenyel Partners, sempozyumun iki yerleşkesinde de duyurduğu üzere İstanbul, Hamburg ve Dubai ofislerinde toplam on staj kontenjanı açtı; başvuruların 30 Haziran 2025’e kadar fakülte kariyer merkezleri aracılığıyla yapılacağı belirtildi.
Etkinlik, Karadeniz’de deniz ticareti ve deniz emniyeti kültürünün akademi-sektör iş birliği içindeki yükselişine dair çarpıcı bir tablo ortaya koydu: Esenyel’in yeknesak hukuk çağrısı, İstikbal’in kaptan odaklı iş güvenliği uyarıları ve Koçak’ın sigorta-çatışma analizleri, gemi yönetiminden mahkeme salonuna uzanan karmaşık sorumluluk ağını tek güne sığdırarak öğrencilerin kariyer haritalarına pusula tuttu. Program sonunda etkinliğin 2025 sonbaharında tekrarlanması kararlaştırıldı vebu da Karadeniz’de deniz hukukuna duyulan akademik ilginin sürdürülebilirliğini işaret ediyor.