Betsmove Artemisbet deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler Jojobet
OlayRize Yerel Haberler Mehmet Aslan: İklim Kanunu halkı ve sanayiyi tehdit ediyor, şeffaf yanıt bekliyoruz!

Mehmet Aslan: İklim Kanunu halkı ve sanayiyi tehdit ediyor, şeffaf yanıt bekliyoruz!

Osmaniye İl Başkanı Mehmet Aslan, İklim Kanunu'na dair eleştirilerini dile getirerek, yasaların halkın özgürlüklerini kısıtlayarak yerli üretimi zayıflatabileceğini savundu. Yetkililerden şeffaf bilgilendirme ve bağlayıcı yanıtlar beklediklerini ifade etti.

Okunma Süresi: 3 dk

OSMANİYE İL BAŞKANI MEHMET ASLAN: “SORULARIMIZA AÇIK VE NET YANIT BEKLİYORUZ”

İl Başkanı Mehmet Aslan tarafından yapılan yazılı açıklamada, kanunun halkın özgürlük alanlarını daraltma, üreticiye ve sanayiciye ekonomik yük bindirme, yerli üretimi zayıflatma riski taşıdığı öne sürüldü.

YERLİLİK VE MİLLÎLİK VURGUSU: “HALKTAN DOĞMAYAN YASA YERLİ SAYILAMAZ”

Açıklamada, kanunun içeriğinin kamuoyuna eksik ve yüzeysel anlatıldığı belirtilerek, “Yerli” ve “millî” söylemleriyle yasaya meşruiyet kazandırılmaya çalışıldığı savunuldu. Mehmet Aslan, “Yerli olan halktan doğar. Millî olan milletin menfaatini gözetir. Bu yasa ne halktan doğmuştur ne de halkın lehinedir.” ifadelerine yer verdi.

KANUNUN GETİRDİĞİ RİSKLER MADDE MADDE SIRALANDI

Anahtar Parti Osmaniye İl Başkanlığı, İklim Kanunu’na yönelik dokuz başlıkta itirazlarını kamuoyuyla paylaştı. Açıklamada öne çıkan başlıca hususlar şunlar:

Karbon ayak izi izleme yükümlülükleri yalnızca sanayi değil, ulaşım ve bireysel tüketimi de kapsayarak özgürlük alanlarını daraltabilir.

Emisyon Ticaret Sistemi, başlangıçta sanayiye uygulansa da, zamanla konut ve bireysel yaşama yayılma riski taşımaktadır.

Tarımda iklim uyumu bahanesiyle küçük üreticilerin dışlanabileceği, meyve ağaçlarına el konulmasa bile “karbon yutak alanı” uygulamalarıyla mülkiyet hakkının tehdit altında olduğu vurgulandı.

Desteklemelerdeki yeni kriterlerin, çiftçiyi belli ürünlere yönlendirerek iradesini sınırlayacağı ve kırsalda üretimden çekilmelere neden olacağı ifade edildi.

Hayvancılığın hedef alınması ve yapay proteinlere geçişin teşvik edilmesinin, geleneksel üretimi tehdit ettiği kaydedildi.

Paris Anlaşması çerçevesinde oluşturulan finansal sertifika sistemlerinin, kırsal alanları piyasa dinamiklerine açarak üretici kontrolünü zayıflatacağı iddia edildi.

Fosil yakıtlara yönelik finansal sınırlamalar, yerli enerji yatırımlarının durmasına ve dışa bağımlılığın artmasına neden olabileceği belirtildi.

Resmî görüşe aykırı açıklamaların cezalandırılması riski, ifade özgürlüğünü tehdit eden önemli bir unsur olarak öne çıkarıldı.

Karbon ayak izine göre bireysel değerlendirme, gelecekte ulaşım, kredi ve sigorta gibi alanlarda vatandaşlara dolaylı ceza uygulanmasına yol açabilir.

“ŞEFFAFLIK VE BAĞLAYICI CEVAPLAR İSTİYORUZ”

Açıklamanın sonunda Mehmet Aslan, yetkililere çağrıda bulunarak şu ifadelere yer verdi:

“Bu kadar açık risk ve sınırlamaya rağmen kamuoyuna yalnızca teknik, yüzeysel yanıtlar verilmesi kabul edilemez. Talebimiz nettir: İklim Kanunu’nun vatandaşın özgürlüğü, üreticinin toprağı ve yerli sanayi üzerindeki etkileri konusunda şeffaf bir bilgilendirme yapılmalı, itirazlarımıza karşı detaylı ve bağlayıcı cevaplar verilmelidir.”

“DOĞA DEĞİL, PAZAR KORUNUYOR”

Anahtar Parti, çevreyi ve doğayı korumanın önemine vurgu yaparken, mevcut kanunun bu hedefe hizmet etmekten uzak olduğunu ileri sürdü. Açıklamada, “Bu yasa iklimi değil pazarı; doğayı değil dışa bağımlılığı korumaktadır. Çiftçiye kota, sanayiciye yük, vatandaşa zam getiren bir yasaya ‘millî’ denemez.” denilerek, yasanın köklü bir şekilde yeniden değerlendirilmesi gerektiği savunuldu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *